İnce sırat
Dokuz aylık göbek bağı
Çaldı beni, aş peşine
Ömür denen, kabak tağı
Saldı beni, yaş peşine
İlk önce dinlerim insan olarak
İtibar görmeye, bey aramadım
Kibirsiz sözlüye, noksan olarak
Anlamsız kelime, şey aramadım
İnsan denilen neki, bir orta birde peki
Rüzgarda uçtu eki, ayraç kaldı elinde
Hayvan girmez ağıldı, merhametsiz sağıldı
Vurdu kırdı dağıldı, kırbaç kaldı elinde
İnsandır küçük alem
aç gözünü gönülden gönül gözü açılsın
alemleri yerleştir küçük kalbin içinde
yazdır O’nun ismini binbir ismi saçılsın
Bütün varlık içinde insan oldum ben insan
Canlılardan ayrıldım, akıl, fikir bendedir
İrademin yanında, kâh bütünüm kâh noksan
Zengin, fakir ayrıldım, üstün, hakir bendedir
İrşad
Yaradılış gayemdir, dualı münâcatım
Aciz kalmış bir kula, b'akışım sevilmez mi?
Nefesimde sıkışmış, sevilmektir hacetim
İrşadla aydınlanan, hak işim sevilmez mi?
İki sevda birbirini bulur mu?
Konuşulan diller sustuktan sonra
Bu kadar siteme, gülmek olur mu?
Yüzünü ekşitip, astıktan sonra
Esiverdim bir an, konum İstanbul
Boğazda fırtına, coşar dururum
Beynim Türkiye'dir, kalbim İstanbul
İsmini andıkça, şaşar dururum
Kulağım çınlıyor, hayırlar olsun
İsmi mi andılar, seğirir gözüm
Yeşil rüyalarım, çayırlar olsun
Beyaz istihare , tüm güzel sözüm
Şahidim olacak, bildiğim mabed
İtaat
Dağlara hüzün düştü, bulutlar gözü yaşlı
Dökmek istiyor Aras, içindeki ayaza
Sen de ağla Aras'ım, kalem senle ağlarken
Nefsim artık niyazım, sevabım binbir başlı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!