bu mutluluk sahnesini
tek başıma oynamalıyım
yansın ışıklar
yansın yüreğim
yalandan bir dünya kurmalıyım
acıdan gülücükler çalmalıyım
yokluğunu düşünmekten korktuğum
sen hep varsın
bir sır gibi yürekte saklanansın
denizde kaybolan ırmaklar gibi
bende çoğalansın
her aşkın bir nefret noktası varmış
işte tam da o noktadayım
ama ben nefret etmek istemiyorum
nefret insanı unutturmazmış
ben ondan nefret bile etmiyorum..
istanbul kadar uzak geriye dönmek
sonsuzluk kadar yakın şimdi yollar
bir gittim bir daha dönmem ebedi
ey nar-ı siyah
gecenin bir vaktinde soluyor güzelliğin
benim için bir hiç artık sözlerin
ilahi bir güzellik
nasıl yakışmıyorsa şeytanın lanet yüzüne
ve nasıl iğreti duruyorsa vefa
sahtekarın gözlerinde
hadi aldat kendini
bak ki aynalara
ve bir gün kapıları açılır göklerin
karanlık bulutlar kılıç gibi yarılır
özgürlüğe uçan kuşlar ıslanır
gökler damla damla toprakla buluşur
sen çakıllı bir yolda yürüyorsundur
saçların adım adım ıslanır
sen benim doğum günümsün
ilk kalp atışlarım, nefes alışlarım
sen benim ilk bakışlarımsın
sen benim doğum günümsün
gözlerimden dökülen ilk yaşlarım
bulutlar semadan
kalbine inmişti
gözleri yaşlıydı
yüreği yangın yeri
bir deniz vardı gözlerinde
masmavi ecel olurdu her saniye
beni boğan, beni sürükleyen
beni benden alan
bir deniz vardı gözlerinde
bir veda sahnesinde kırılıverdi düşlerim
paramparça oldu gülücüklerim
kan kırmızı kanarken ellerim
damla damla ıslanıverdi gözlerim
bir veda sahnesinde yıkılıverdi düşlerim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!