Aşk dediğin;
Durgun bir göl gibidir
Açıldıkça, bir deniz haline gelir
Ve dalgalar aşılmaz olur
Boğulma korkusu sarar seni
Kısacası, bir sevgi için ölümü göze alırsın
Odamda bir kırık ayna
Ve baktığımda her zamanki gibi param parça bir beden
Karşısına geçip bazen ağlarım, bazen de kendi kendime şarkılar söylerim
Konuşmak isterim onunla
Oysa her zamanki gibi susmakla yetinir
Kalbim kırılır, hüzün çöker gönlüme
Yağmur yağıyor inceden pencereme bu gece
Cama düşen her damlasında seni düşünüyorum
Ara sıra sellere kapılır bu yorgun gözlerim
Alıp götürür beni bambaşka hayallere
Gözlerine inat yıldızlar bile suskun kalır çaresiz
Belki çocukçaydı yıllar önceki duygularımız
Sana karşı, hala yıllar önce olduğum gibiyim
Tek farkım büyümüş olmak
Tabi, sende çok farklısın
Dudağındaki ruj,
Parmaklarındaki oje
Senden ayrılmak ölüm olur bana
Ne bir kurşun nede denizler taşıyabilir bedenimi
Bu kalbim sevginin yüküyle dolu
Tabutlar sığdıramaz topraklar kaldıramaz
Gönlümde bir hamal gibi taşınacak olsa da,
Seni, bedenini, tenini yanıma alıp götüreceğim
Sevda denizinde dolaşırım ben
Dalgalar engel olmaya çalışsa da,
Yelken açarım sonsuza
Demir artarım arada bir,
Mutluluğun limanlarına
Hiç sahip olamadığım
avuçlarımda ki
bir sevda kuşunu arıyorum
her sabah bir bekleyiş ile
pencerem de
Ben öldürücü aşkların delisiyim
Bulmuşsam eğer gönlüme göre birisini sonuna kadar hüküm sürerim
Bakma hiçbir zaman bir başkasına.
Bir yolcu gibi taşıyamam sevdayı
Son durağa geldiğim zaman ‘İN’ diyecek kadar yoksun değilim
Sevdim mi kalbimde sönmek bilmeyen yanardağ,
Sana verdiğim değeri,
Anama vermiş olsaydım eğer
Beni senden de daha çok severdi
Tutamazdı gözyaşlarını,
Oğlum diye ağlardı
Beni bu hallere düşürenlere beddualar ederdi
Köprünün tam ortasındayım
Ardıma sakladığım gölgemdeki acıları
hava kararmadan özgür bırakmalıyım
Gözlerimde puslu hayallerimin isleri
Dizlerimde ise her sevdanın ayrı yorgunluğu var
harikaydı be ogul öylesine anlam yüklüki
şiirin içinden çıkmam kolay olmadı
kutluyorum genç şairimizi yürekten saygılarımla