Kara duman is yapmış pencerene
Sil gölgesini yüzünü göreyim
İnanma sen ellerin yalan sözüne
Canımı iste, canımı vereyim
Yorgun düştüm geldim kapına
Kelimelerin anlam taşımadığı,
Duyguların buğulandığı zor karardayım bu gece...
Gel diyemem gururumla ama,
Git diyemeyende ruhumla savaştayım bu gece
Yüzünü hangi yağmura ıslattın
Silinmiş gamzelerin
Gözlerinde ki renginden
Okunuyor namelerin
Suskunluk çare değil
Soluğun çıksın dışarı
Sen giderken
gözlerimi gölgene emanet ettim
Görmek istemedim
elveda diyen yüzünde ki ifadeyi
Başımı çevirdim
bakındım bir sağa bir sola
Ellerim de
yarım kalan sevdanın nasırları var
Her çizgisinde
ölüme bir adım daha yakın sanki
yorgunluklar...
Ardıma alıp kaçabileceğim
Düşlerimi alırım odama penceremi aralıyıp
Sabır dilerim akıl boncuğumda dert sıralayıp
Her gece sayfalarda senli satırlar karalayıp
Kurşunlar diziyorum yar sevdama
Dağılır duman duman içimde ki efkar
Duvarda bir tablo asılı
Tam pencerenin kenarında sevda sokağını izliyor
Kalem çizgilerinde sen
Çerçevesinde ben
Bir paslı çivi saplanmış tam ortasına
Gökyüzünden düşen
en sade perdesin
gözlerimin önüne düşen
Avuçlarımda öylesine
saf bir duruşun var ki,
gülen yüzümün ardında saklanmış
Saatler 02:00 zaman gece yarısı
Yaralı kalbinde ayrılık acısı
Elinde kalmış en son hatırası
Her gece ağlar durur garip Mehmet
Elinde kırık sigarası, bardağında içki
Günaydın sevgilim
Haydi uyan artık
Saklanmasana beyaz örtülere be
Oyunmu istiyorsun yoksa
Tamam ben yumarım gözlerimi
Görmezden gelirim gidişini
harikaydı be ogul öylesine anlam yüklüki
şiirin içinden çıkmam kolay olmadı
kutluyorum genç şairimizi yürekten saygılarımla