Bir yağmurlu gün , dört kişiye yüküm
Dört köşeye sıkışmış küflenmeyen hüküm
Sevinmek sırası bendedir şimdi
Bu elbise cepsiz , üzül Napolyon üzül
beni bul
bulunmayan diyar bul
umut kesmişken uçurum
kenar olursan sana tutunurum
beni geç
Her vakit doğar insan,bir vakit ölür
Tutuşur eteklerim esen yellerde
Ölmeden ölen nereye gömülür ?
Ya öksüz kalan yaban ellerde
Eksik parçalarımı toplamaya gidiyorum
Kararmış kızgınlıklarından dünyanın
Yanık kokusuyla uyandığım günden beri
Avuç içerimde sızı , bir parça mezopotamya
Hilalimi bereketlendiren mücadelemdir
Söküp attım Henry’nin son dişini
Nerelerden esti bilmem
Aniden tutulduğum o fırtına
Son bir nefes aldım,titrerken ayaklarım
Dünya adlı yükü aldım sırtıma
Nefsimi dünyaya talib eyledim
Bu hal varlığımı zayii eyledi
Açık idi gözüm zahire elbet
Amma fikr-ü fıkdan beni gafil eyledi
Batılın kaderi kaybetmektir ezelden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!