Yalancı baharlara bırakarak yarınlarımı çektin gittin iki gözüm! !
Beni sabahlara dek ağlatan ne varsa hepsini inkar ettin...
Oysa bilmelisin ki sevgilim dönüşün geç kalmışlığında saklıdır dönülmezlik,
kaçışın bir kurtuluş olmadığını bilerek çekildin ufkumdan...
Kelimelerimi de götürdün;
ruhumun alfabesi hüzündür şimdi...
iki kelama hükümlü g'özyaşları kemirir şimdi aşk denen illetleri,
toy matemler geberir,
inine saklanmış şeytan toynaklarında...
azrailin pençesinde kıvranır lav misali fışkıran öfkeler
ve şiir yüklü bir mızrak saplanır kızıl gerdanımın sol yanına...
çaresiz başımı;
soğuk odamın, köhne duvarlarına vurdum bu gece....
pelikan hüznüyle;
metruk sahillerin dipsiz derinliğine dalarım...
eflatun bakışlarımın meallerinden sürerim;
şehla gözlerine....
İçimde biriken sancıyı anlayabilen çıkar mı karşıma! !
Saçlarımdan tutup duvarlara vurdu her gece yorgun bedenimi;
geride bıraktığın azgın yokluğun..
Oysa sana biriktirdiğim avuçlarımdaki sukatılmamış aşk'ımı kimseye göstermeye cüret edemedim ben..
Acılarıma şahit olanların nefesleri kesilirdi sevgilim.
Hiç gidemediği ülkeden sınır dışı edilmişti sevdam! !
Oysa benim yorganım yazın yıldızlar;
kışın döne döne düş'en kar taneleriydi...
Hayalim kışın sıcacık bir sobanın etrafında bie kedi gibi kıvrılıp uyumak,
yazın denize girebilmekti...
Sıcacık bir tas çorbanın hayalini kuran günlerim vardı...
...Zira ben hiç et yememiştim,
topraklarında yalancı bir gülümsemeyle; aşk emperyalizminin en güçlü sömürgesiydi dudakların...beyin kalelerim çoktan ihtilale uğramıştı kıçı kırık kalbim tarafınca sevgilim...
geride bıraktığın sensizlikti;
bakire intiharlarımı çiftleştiren.
-miş'li gelecek zaman serserileri,
suskun bakışlar fırlatıyor,
kimsesiz çığlıklarıma..
perde arkası soğuk-ıssız bie gece olan,
her gece üzerime alev topları gibi düşen hasret;
dur durak bilmeden yeni şiirler düzdürür bana..
tek başıma birinci çoğul şahıslara ulaştım sanki...
kimsenin bakmaya cesaret edemediği içimde ne fırtınalar kopar bilinmez ki..
kanlı gözbebeklerim ne şiirler okurdu oysa derinden bir bakana..
alev alev aşk kokan gözbebeklerime bakmaya kim cesaret edebilir ki..
Israrlı bir doku'nuşla gönül duvarımı yenilemeye çalışıyor şehvetli bir ayrılık.
Nisan rüzgarları labirentlerine çekilip,
mazeretsiz iklimleri beklemeye koyuluyor...
Özgürlüğün kadrajını aşmıştı artık;
g'özbebeklerimde sağnak,
düş'lerimin saçlarını ıslatan yağmurcuklar.
Bütün potansiyel gücüm,
kinetik bir enerjiye dönüştü parmak uçlarımdan havalanan.
Nefes nefese yetiştiremediğimiz zamanlar şimdi başıboş akıp gidiyor sevgilim.
selam, sizi** Leylaklar ve Güller altında** Sevda Şiir grubumuza davet ediyorum