çeliktim, körükle eğrildim / kurşun dökümü
kırık dizlerimden devrildim / taşıyamadı yükümü
bedenim çam kabuğu / belim merdiven bükümü
gamzelerimin suyu dolduda,sabrım hatane taşkınlığında
reçetemi bulmak ne mümkün / lokman hekim değilsin
gençti
çırıl çıplak
ve masumdu
yeşeren umutlarımız,
yazdık;
kurşun bir kalemle
delik cebinde
bozuk para misali düşleriyle
bir aksak geçer buradan
bitmek bilmeyen çukurlara basa basa,
birazdan kaldırımlarda gömülür
asfaltı kazan bakışları,
dün arka bahçede,iki elma ağacı kurudu
yeşile ne kadar küsse baharın sonu işte öyle,
sarı yaprakta bir tırtıl çaresiz,ama kelebek onu korudu
dönmek harama girmediyse,kelebeğe selam söyle
sıradağlara diş geçiririm,sisli başlarına pençe
şımarık bir tayfa (olurmu hiç!)
ya boynu nasırlıdır
ya içindeki deniz köpüğü
köpürmüş; bin asırlıdır
..........
kuduz ısırımı tende
sakalım kirli
bıyığım terli
dilim düğümlensede
usulca gözlerime bak, inan buda yeterli
şehrin ışıklarını söndür
tül serildi yer yüzüne
beyaz tül;
üşüdü her yer
anam sen sımsıcak tenime örtül...
bak şımarmam valla
bak depreşmem inan
bir bakış
cezbimin aslıdır esasen
bu akış
şiir gargarasıdır aslen
kelimeleri tutuşturmak bazen
unutma beni
ne harman başında içilen suyunu
ne karsak çamında çocuksu oyunu
nede taş kuyuya giderken gördüğüm boyunu
unutmam unutamam sende unutma beni
cazip değil ardım sıra salınan eller
bir dilşar söyler lakin buzul yeller
dimağıma vura vura bir acep haller
der belki de; vazgeç gönlüm vazgeç!
hiç arabesk olmayan bir yarına, doğan güneş
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!