kalemi edep bilip
sapanı belinde gizleyen
defterinden borç silip
adam gibi yaşamak isteyen
çok kez ölmüş,bir kez dirilmiş
ceset içinde intikamını soğutup
yangın nedir bilirmisin sen
itfaiyesiz,yağmursuz kalış bedende,
tövbe ettinmi hiç günahların için sen
iki gözüm iki çeşme yerlerde
unutma insanında bir yaradanı var şüphesiz
bu arnavut kaldırımlarında
gün sayıyorsam şayet
bu sokaklardan bir ayyaş seçelim
dört mevsimi es geçelim
hadi ben olayım sefil
hadi serserisi olayım beyoğlu caddelerinin
çelik-çomak oynarken ben
delik ayakkabımdan utanırdım,
mavi bir önlükteyken sen
kelebek tokalı saçından tanırdım
okul bahçesinde dolaşmalarım eksikti
^^^^^^ Dost Diye ^^^^
sağırdım kötü söze
kördüm bakan göze
bayırdım inen düze
dost diye,dost diye
tepe ardı eğilmiş diplerime
salını salını,inmiş incir dalları
bir sarp geçit ömür dedikleri
kıyısında ben ve dağarcığımın ipleri
sabrı şerbetlenmiş adamım
top koşturuyorum mahallemizde
tek başıma,
etraf söğüt dalı ve sırma saçlı
bir köşe var sen bakışlı
kömür karasında bir yer...
ekinler boy boy,başak başak
ya kısadır biri öbüründen
ya öbürü uzundur diğerinden
samanı az olur da; unu çoktur aslen kısa olanın
ve yemliktir zaten uzun saplı,un etmez bile kimi zaman
nihayetinde bir kosa biçiminde
köleymişiz çulsuz bir ırgat
gevur dilinde barbar
şah damarım kopuk deli başım hoyrat
kılıcım kızgın kınım soğuk ve berbat
edebali'ye bir yeminim var
zırhını kuşan evlat
gökte salınan bir oktadır ecelin,
yiğitliğini kuşan kat be kat
hınzır ensende tetikte ola sol elin
sokaklar yırtık,taşı arnavut döşeme
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!