Sağır duvarlarımıza
Sır kaldı hayat’a bakışımız…
Dudağımız yoksul kelimeler
İçimizdeyse susayan duygularımız…
Bu gece beni arama, imtihanda yüreğim
Kurşunlara gelen sözlerin, hapsinde dilim
Kül rengine dönen saçların, ağlayışlarında
Bir buselik makamın, son noktasında ömrüm…
Demi bozulmuş sözler kayıplarda
yine düşürdün beni,
elimi kolumu kırdın
ciğerim alev aldı
sol yanım acı tadıyor…
bir damlayı tutuyorum
Gün bana kalsın
Sen git!
Perde kapama aydınlığıma
Geldiğin gibi
Sen git!
Sen susma,
susmak benim işim!
sen şarkılar söyle,
eşiğinde seni dinlerim!
üstümde kaç etiket var, saymadım
saymadım
gözlerimden düşenleri;
kaç kirpiğimi feda ettim ıslaklıklarında
ayrılıklarda
kimbilir, kaç ekmek pişerdi
Gün sana gülümserken, seni düşünen biri var
Hayat sana şaka yaparken, gülmeyen biri var
Zaman duyguları törpülerken, seni seven biri var
Unutma demekle olmaz, hatırla uyanışında bir deli var…
Sesin geceden çekildiğinde, içinde dolaşan şarkı var
“Seninle Yeniden Yaşıyorum”
sen gelene kadar kurşundum kendime
sağır kalışların dipsizliğinde
karanlığı vururdum nefes hiçliğinde…
hücrelere kan pompalayan
yüreğim aşık sana...
başında selam bulunan
akıl düştü yoluna...
“Suçunu Gizleme Kalbim”
bu hain bekleyişlerden;
can kafesi içinde
eriyişinden,
öz suyun,
İlginç bir kalem, dili acıtatlı, mert söylemleri var, şiiri yazar gibi değilde yaşar gibi sanki, Amatör ruh halleri gördüm kendimce, zekası öteleyici sanki, hesap kitap yapmadan laf etmek zor bence, bu yüzden okuyucuları fazla söz edemiyorlar kendisine. Yerini dolduruyor, kesinlikle iyi şair olur. ...