Ayazlar ısınır nefesinizde
Yer-gök ellerinizdedir
Der
Ve bir derviş kelam eder
Kitabın ortasından
Menekşe yaprağından seken baharda
Kuşları salsam kentin üstüne
Açar mı gamzelerindeki gülüşler
Biter mi gamın kederin
Dolunaylı geceler düşürsem hanene
Öncesiz ve sonrasızlığında zamanın
Ne zaman kırmızı dumanlar yükselse
Bir leylak dalı kırılır içimde
Rüzgârım kesilir.
Yakışıklı ve yasadışı günlerdi
En ince yolculuğuna çıkıyorum düşlerimin
En tenha anında sokakların
Serçe hafifliğinde yüreğim
Gözlerim
Alaycı, tedirgin ve ürkek
En yakın dostum; sevdamın celladı
Bugün yokluğunun üçüncü günü
Üç asır önceydi sanki
Bakıp kalışım ardından
Daha altı gün var
Martı seslerinin bittiği yerde başlıyor gece
Yana yıkık duruyor çiçekler
belli ki sarhoş
Gecenin mührü bozuluyor derin sularda
Dalıp gidiyorum gülüşlerine
Yasak mülkler mi çiğnedin
Yıldızlı bir yaz gecesinde
Seni düşünürüm
Bir karanfil bahçesindesin
Oturup toprağa
Samanyolunu seyrederiz
Karda çiçek izleridir
Gün ucu gülüşleri
Düşün sabıka kaydına
Suç işliyor düşleri.
Maviye boyanmış duvar
Gökyüzü sanılsın diye
Çömelip seyrettim
Ayaklarımın üstüne
Ne eylül akşamlarının serinliği
Kendime en uzak, en yakın an’ımdı sana
Hayali fotoğraflarını indirdim duvardan
Titriyordun
Dağınık ve tedirgindi dudaklarında sözcükler
İnce bir yağmurla ıslandı yüzün
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!