ERMENEK TÜRKÜSÜ
*****
Bana bir Ermenek türküsü söyle gardaş
………………….Coşsun aksın derelerinde sular
…………………………………………..Fidelensin garıklar
……………………………………………..Yakın olsun ıraklar
NE MUTLU TÜRK GENÇLİĞİ’NE
Aylardan Mart, soğuk demire işleyen cinsten…. Toprak hendek hendek oyuk. Her toprak parçası bir cephe. Eli silah tutan koşuyor cepheye, adı Mehmet, daha adı konulmamış nicesi.. Silah bulan silahıyla, bulamayan, taş sopasıyla..Kiminin ayağında çarık, kimi yalın ayak…
Hava soğuk mu soğuk. Mehmetçik uykusuz, Mehmetçik tir tir titriyor… Titrek el tetikte. Seriliyor her teltikte düşman yere. Düşüyor arkaya yorgunluktan bir asker geri, adı şehit. Anbean kurşun, dağılıyor beden; kol bacak, adı şehit. Doluyor her oyuk, doluyor taşıyor. Kan kusuyor toprak. Toprak. Toprak… Sarıyor bağrına şehidimizi, düşmanımızı koyun koyuna.
Kan kokusu sarıyor şafağın kızılını. Oluk oluk kan yıkıyor şehit bedenini. Sel sel dökülen gözyaşları…
ESKİYEN DEĞERLER
Eskidenmiş
At binenin, kılıç kuşananın
At parası olanın, iş dayısı olanın
Koltuk ağzı laf yapanın, göz boyayanın
DÜZZEN BOZULDU
.
Dilencinin işleri kesat
Kasabın elinde kaldı masat
Kapkaççı göz açmaya bulamadı fırsat
………………………………Düzen bozuldu
EFKÂRLANMA DELİ GÖNÜL
***
Efkârlanma,
deli gönül efkârlanma
……..hele kervan dizilsin düşsün yola
……………….ardıç diplerinde versin mola
BÜYÜK FİKİRLER KÜÇÜK BEDENLERDEN ÇIKAR
Adı Umut’tu. Umutları Çarşamba pazarı, dünyası kör pencere kapalı kör karanlık.
Umutları Çarşamba pazarı, dünyası kör pencere kapalı kör karanlıktı ta ki Çarşamba günü beden dersine kadar.
ÇATLARSA GÖN ÇATLASIN
Projelerin en güzelini mi çizmedik
Coğrafyanın en güzel yerini mi seçmedik
Vekillerin en yakın olanı mı vekil etmedik
………….Yok, Yok! Bu işte bir terslik var
Saat 20.30’da canlı yayın başladı. Gapama fırında değil—Ayşe Ebem’in çulunun altına gizlenmişti. Baozdağ rüzgârı saçları değil—kelimeyi savurdu. Popas kuyusu köpürdü, helke doldu, menteşe çatladı. Fadime alt dudağını titretti, ama bu sefer kelime değil—evren bağırdı.
Boz Ahmat donla antene çıktı, tespih lazerle çekildi. Deli Yaşar dirgeni prizle karıştırdı, sincaplar moderatör oldu. Salyangozlar zaman damlası taşıdı, eşek bağırarak sahneye giriş yaptı: “Bu metin artık sadece yazı değil—evrenin kıvımsal patlamasıdır!”
Gapama göbeği prizle birleşti, kelime aküye bağlandı. Baozdağ’dan gelen rüzgâr, samanı değil—sözcüğü savurdu. Kazankoyak ini menteşeyi kırdı, kelime sahneden taştı. Ayşe Ebem çurfalıkta çul dokurken, her ilmekte bir voltaj yankılandı.
Oğluna seferberlik gelmiş
Boynunu büküp ağlama anam
Vatan elden gidiyor diyorlar
Duymamak, gitmemek olmaz anam
Yiğitliğin şanına sığmaz ''Yiğidim git! '' de anam




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!