Sevgiyi oya gibi,
Yüreğe ilmek ilmek,
Örmek gerek.
Sevda,
Emek ister
Ona da sabır gerek.
Sen gittin,
Güneş gri bulutların arkasına sığındı,
Mevsimler hep hazan oldu,
Unutuldu göğün mavisi,
Güneşin sıcak yüzü,
Ağlar oldu hep gökyüzü.
Bu gün sıra dışı sevdaların koynunda sabahladım,
Şiir tadında yaşanan aşkların izi var dudaklarımda,
Ben senin için yaşamayı göze almışken bu flu dünyada,
Sen arabesk şarkılara takılmış gidiyorsun karanlıklara.
27,01,2013/Adana
Bir sen varsın;
Beni yaşadığım,
Bu topraklara bağlayan,
Soluduğum hava,
Senin nefesindir
Diye içime çektiğim,
1.
Yollara akar sessizce karanlık,
Özlediğim yerde akşam ağlamaklı gibidir,
Bir mendil olur gökyüzü,
Dökülebilir gözlerimden yaşlar,
Ve yaşamın en tatlı anında,
Zamanın durduğu yerde yaşamayı,
Gece ve gündüz kavramının yok olduğu,
Mevsimin hep demir soğukluğu,
Zamanın en iyi ilaç yalanını öğrendim,
Muhabbet kuşunun hiç sumadan ötmesini,
Kafesteki yemliğe ve suluğa muhtaçlığını,
Baba,
Harçlığıma biraz zam yapar mısın?
Nedir bu beş yüz lira!
Dilenciye sadaka mı veriyorsun? Allah aşkına.
Ayıp oluyor vallahi,
Bakamaz oldum kızların yüzüne.
Yorgun bir günün akşamındayım,
Gecenin keskin ayazında,
Hasretini içime çektim,
Soğuk nefesim,
Sana geliyorum.
Yok, oldu Ümitler yüreğimde yalın ayak giderken.
Sürgün sayıp ardımdan baktı yorgun gözler,
Dileseydi mutluluğa bağlardı kaderimiz,
İlk kurşunu sen sıktın yüreğime elveda derken.
Gecenin ayazında hasretinin rüzgârı yalıyor yüzümü,
Hasret pusu kurmuş günün ardına,
Gecenin en sinsi karanlığı çökmüş üstüne,
Yıldızlar yenik düşmüş karanlıklara,
İşte böylece sebepsiz gitmelere mahkûm geceler.
Ve bundandır isyankâr sokaklarda büyümemiz,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!