Aşkınla sararıp solacak kadar,
Sevginle bahtiyar olacak kadar,
Uğruna canımı verecek kadar
Sevilmeye layıksın gülüm.
Yüreğimde yanan bir ateş
Gazze’de zulüm, bıçak kemiğe dayandı,
Müslüman canıyla toprak kana boyandı,
Zalim İsrail kana hala doymadı,
İsrail vuruyor bütün dünya uyuyor.
Sokakta, evde ölüm her yerde,
Güne gebe kalınca gece,
Yağmur giyen bu sonbahar akşamında,
Sıcak bir ele hasret,
Dolaşırım sessizce,
Kır saçlarımdan dans ederek yüzüme,
Süzülen,
Hayat bazen öyle insafsız ki,
En muhtaç olduğun anda,
Sırtını döner, elini bağlar
En zayıf anını kollar,
Çelme takmak için,
Beklenmedik anda,
Yaz akşamlarında leylakların,
Kokusuna karışırdı,
Gecenin tam ortasında,
Bir sancı gibi,
Hasret..
Başların tacıdır anne.
Çocuğun gördüğü düş,
Gönüllerin ilacıdır,
Baharda açan çiçek,
Ölümsüz bir aşk şarkısıdır anne,
Güneşin doğuşudur,
Ben seni hiç unutmadım ki,
Gül kokulu akşamlarda,
Hep sen vardın.
Şarkılar seni söylerdi,
İçli namelerde,
Sen vardın.
Ağlayan çocuklar gibiydi caddede otomobiller,
loğusa bir kadının göğsünden damlayan,
ak sütler gibi döktü ışığını,
sokak lambaları,
ve bir kadın geçti caddeden,
kaybolan yıllarının peşinde gibi.
“Sen varken mevsim hep bahardı,
Sen gitti dünyam karardı”
Bırakıp gitmek var mıydı?
Böyle yolun yarısında,
Metre kareye düşen altı bin mermi,
İki yüz elli üç bin şehit binlerce gazi,
Yardan ayrı kimisi nişanlı kimisi evli,
Vatan toprağı için canını verdi.
Bir elinde yüreği bir elde tüfek,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!