Bir garip yolcuyum yüreğim yanık,
Sevda trenine bindim bu gece,
Allah, şahidimdir; düşlerim sanık,
Gündüz karayeldim, dindim bu gece.
Sakiler dört koldan bade sunuyor,
Cahillik, insanın karanlık yüzü,
Görgüsü, bilgisi şaşı gibidir.
Cemiyet içinde geçmez hiç sözü,
Mercimeksiz tarhana aşı gibidir.
Öğrenmek insanın içinde ukde,
Ben yıllardır haksızlığa direniyorum,
Önce Allah’a sonra ona güveniyorum.
Bazen ümitleniyor, bazen seviniyorum,
Önce Allah’a, sonra ona güveniyorum.
Hatırımı soran yok, mevlâ’dan başka,
Erkekler kedi misali bir dirhem et peşinde,
Kadının bir ayağı çukurda, gönlü kızı yaşında,
Gençlik zıvanadan çıkmış, aklı bir karış havada,
Zengin olmak ister ter dökmeden masa başında.
Ne günlere kaldık yarab, kimse bilmez dengini,
Ezel can düşmanıydık şimdi dost musunuz?
Ey aç kurtlar, biz astız da, siz üst müsünüz?
Kanımızla, canımızla almışız biz bu vatanı,
Bunu bilmeyecek kadar angut musunuz?
Adaleti bizde görüp bize hukuk öğretenler,
Salaş bir köy kahvesinde çayımı yudumluyorum;
Dertli dertli çalan bir ozan;
Oturtmuş alnına bir ömrün yorgunluğunu,
Neler hissettiği yüzünden okunuyordu.
Derin bir of çekti söze başlamadan,
İki çift göz bir birine bakarsa,
İkisinde iflâh olmaz hâl olur.
Bu bakışlar birbirini yakarsa,
Taze, taze sürgün verir, dal olur.
Sevenler nefsine hâkim olursa,
İçimde bir sıkıntı var,
Aşık mıyım ben arkadaş?
Köz düştü gönlüme har,
Aşık mıyım ben arkadaş?
Sabahlar olmak bilmiyor,
Gece gazinoda, gündüz saunada pişen,
Elindeki koca çuvala geleceği eşen,
Milleti keriz belleyip, şiştikçe şişen,
Arsızları, hırsızları ıslah et Tanrım.
Tarlayı, tapanı bırakıp sokağa düşen,
Geç kalmış nisan yağmurları,
İncitmeden pataklıyor, gonca gülleri,
Yaza nispet soğuk mayıs geceleri,
Sinsice gizlenmiş baharı bekliyor.
Soğuk kimin umurunda,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!