Mecnun, Leyla’yı arar gibi
Nafakamızı arar olduk.
Rızkımızı Leyla bildik,
Memurlukta karar kıldık.
Bir yanda saray erkânı,
Sen gülmesen yüzüme,
İnan ben kahrolurum,
Kahrolmak ne kelime
Ölürüm ben, ölürüm.
Ne esmeri, ne kumralı, kızılı,
Bir ağırlık çöktü ki son günlerde üstüme,
Sormayın gitsin.
Kolumu kaldırmaya takatim yok.
Sorumluluğu yüklediler postuma,
Ne kendime hayırım var,
Ne eşime, dostuma...
Değirmenimiz var arkımız yok,
Belediyemiz var narhımız yok,
Toplamışız bir sürü dalkavuğu,
Halka hizmet edecek çarkımız yok.
Esnaf beşe olanı ona satınca,
Sabanın demirindeyse toprağın bereketi,
Solucanlar boşuna mı çaba gösterir?
Canlılar düşmanı mıdır ki doğanın?
Elleriyle yok ederler binlerce nimeti.
Çiçeğin özündeyse arının kısmeti,
Gül bahçesi misin güllerle bezenmişsin?
Islah olmaz güzel gibi süslenmişsin,
Dünya'nın Cennetine mi özenmişsin?
Sen ne kadar acımasız düzenmişsin.
Sıcak iklimlerin kısır döngüsü,
Ilgıt ılgıt yüreğime esen yeller,
Kalbimin kuytularında barınsın,
Elinde sevgi meşalesi, kapımı çalan...
Ilık ılık akan sularımda arınsın.
Esmeye devam et, ey aşk rüzgârı!
Nam salmışız yedi düvele,
Sanmayın alikıran, baş kesen,
Şahin misali bakışlarımızla,
Ufuklardan feyiz almışız,
Geleceğe umut satmışız.
Öküzün boynuzundan aldım dünyayı,
Acıya beleyip, boşluğa attım.
Gazete çıkardım çarşaf çarşaf,
İçini boşalttım, konuyu başlığa attım.
Bir eşek yükü sorunum varken,
Kendimi Musul’un içine attım.
O kendini beğenmiş,
İnsanlara tepeden bakışın var ya;
İşte, o tavrın dı beni mest eden,
Farklılığın oradaydı.
Yoksa; sen de bir dirhem et,
Bir torba kemikten ibarettin,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!