Gökyüzünde yıldızlar bir mum gibi söndüler
Zindan gibi karardı Ankara sokakları
Ne gün ne ay ışığı hep sırtını döndüler
Aydınlığı arardı Ankara sokakları
Meskenlerin kapısı kapalı açılmıyor
Yine başın dumanlı zirveler görünmüyor,
Ne ses var ne bir seda çok durgunsun ERCİYES?
Boranların esmiyor yağışlar görünmüyor,
Sana hiç yakışmıyor bu durgunluk ERCİYES!
Şah melikten bakınca heybetini görürüm,
Aynalara bakıp hep ağlıyorsam
Kaybolan gençlige ah çekiyorsam
Hayatı yaşarken yaşamıyorsam
Anlaki sevgilim sebebi sensin
Gelde gör halimi bak ne haldeyim
Şanlı bayrağımızı bizler göklere çektik
Göklerden inmeyecek vasiyetimdir oğul
Yalnız şehidimize kefen olarak diktik
Bu bayrak inmeyecek vasiyetimdir oğul.
Orta Asya’dan çıktık Anadolu’da durduk
Beni ne yazın cehennem sıcağı
Ne kara kışın yakan soğuğu
Ne hazanın tozu dumanı
Nede zamansız mevsimler
Yormadı
Gündüzün bitmez kalabalığı
Öyle hüzünlüyüm ki şimdi ağlayacağım
Bir tesellim kalmadı yârim gitti gideli
Dermansız yaraları nasıl dağlayacağım
Yara saran olmadı yârim gitti gideli
Masum çocuklar gibi çaresiz boynu bükük
Bu gidişin hayra alamet değil
Beni bırakıp ta ne olur gitme.
Sabretsem de sonu selamet değil
Beni bırakıp ta ne olur gitme.
Sen gidersen eğer nasıl yaşarım
Asaletli gururlu başını öne eğmez
Namerde selam vermez işte bu benim Babam
Haktan hukuktan sapmaz harama asla değmez
Yad bağdan ürün dermez işte bu benim Babam.
Bileği ve yüreği demirden daha serttir.
Ben tövbe ediyorum ve elveda diyorum
Ebedi gidiyorum bu gece Ankara’dan
Sevenim sevmeyenim ben veda ediyorum
Ebedi gidiyorum bu gece Ankara’dan
Omuzum da yüklerin ağırlığı artarken
Kılıç kından çıktı artık bilemem,
Tellal varı ile ferman dinlemem,
Ser zar’a uğrasa vurup inlemem
Ben yolumu seçtim geri dönemem.
Fırtınalar kopsun gökler ağlasın
***Aşıkların dilinde roman olup okunsam,
Sende bir aşık gibi oku beni yaz yarim.*** dost yüreğe... yazan kalemin daim olsun....tam puanla kutluyorum....saygılar..