kara bulutlar çöktü üstüme
yüreğim dönüştü yangına
sen hasret ben hasret
ne olacak halimiz
ağızlarda dolanıyor yalnızlığım
Dün gece yine
Geleceksin diye
Perişan bir halde yolunu bekledim
Ölüme kucak açmışçasına
Karanlık gecenin
El vurup durma doktor
sızılıyor yaralarım
bu yara başka yara
merhem sürüp durma doktor
yıllardır dolanır durur hasret
Bu sabah istanbul yine sessiz
gökte bir yığın kara bulut
kuru bir ayaz hava soğuk
ben üşüyorum
çekip almışlar sanki rüyaları
Ne zaman hava kararıp güneş batsa
ben eylül sanarım
lor ışıkları yakarım
kimseler bilmez yüreğimdekini
biraz ben biraz sen olurum
ölüm uykusuna dalarım
Gemiler gider sen kalırsın
dalgalar vurur seni
gözyaşların karışır dalgalara
tükenir gider ömrün
sözümüz var bizim dağlara
Söyleyemem sana yaşadığım yalnızlığı
Yalnızım ben sensiz şimdi buralarda
Söyleyemem içimdeki bu acıyı
Seni düşünür seni özlerim,
Onca acı çektim bir gün sormadın
Merhaba Anne merhaba
yine sensiz bir gün anne
yine sen yoksun yanımda
yine elimde kalem yine kağıt
yine karamsarım yine gökyüzü karanlık
gün yine sessiz ANNE...
Ah şu hasretlik
Halimi düşünüp duruyorum
Güz geldi hava soğuk
Oturdum kaldım öylece
Yasaklar koydum içime
Gün aynı zaman aynı
tek değişen takvim yaprakları
dünya yalan ölüm ise bir gerçek
gün dönse,de dua ile yaşıyoruz
bugünlerde şehrin akşamları tena ve sessiz
Çok güzel bir çalışmaydı..
Kutluyorum samimi yürek sesinizi..
Tam puanımla.. (Antolojimde)
Saygı ve Selamlarımla
HÜSEYİN ÇUBUK