Hey dağlar
Sana sesleniyorum
Gençliğim nerde
Gecenin karanlığında
Sabahın ayazında
Ayrıldık seninle yok yere
Ayrılığımız düştü bütün dillere
Seven insan gönülde sever
Yok yere düşme düşman diline
Sevdalıyım sana bunu biliyorsun
Hava çok soğuk değil mi anne
Üşüyorum anne ben çok üşüyorum
Soldu bir den yüzüm değil mi anne
Ellerimi bir tut buz kesildi üşüyorum
Yüzüm kızardı ateşler içindeyim
İçim alev alev yanıyor anne
Acı çekiyor acı sensiz yüreğim
Terk edip gittin gideli
Ne çok sevmiştim seni
Bir tek sen vardın yüreğimde
Bir görsen beni ne haldeyim
Halim perişan
Bunca yıl boşa gitti benim emeklerim
Bir güzel gördüm dünyalara değer
Nede çok güzelmiş meğer
Boyu huyu suyu yerinde ise eğer
Hayatımda görmedim ben böyle bir güzeli
Ağlamak geldi içimde
Her gün ağlıyorum gizlice
Sen geldikçe aklıma
Nedense ağlıyorum her gece
İnan seni çok seviyorum
İstersen gel gör bu gece
17 Ağustos 1999,
Tam üzerinde 10 yıl geçti,
Yüz yılda geçse,
Bu acılı günü hiç kimse kolay kolay unutmaz,
Daha dün gibi aklımızda,16 ağustos kızımın doğum günü,
Evde herkes toplanmış,Tüm sevdiklerimiz bir aradayız,Bilemeyiz ki, Felaket bizleri bekliyor gece yarısı,
Yaktım yine bir acı sigara
Ne tadı var nede dumanı
Çekiyorum içime rahatlarım diye
Ne hoş tadı var nede dumanı
Yakmaz olaydım seni acı sigaram
Ayrılıktan yana küskünüm
Ne sazım nede kalemim barışıktı bana
Çal desem sazım çalmıyor
Yaz desem kalem yazmıyor
Öylece yüzüme bakıp duruyorlar
Sebepsiz ayrılık gibi.
Adını ölüm
Soyadını ayrılık koydum
Ben kendi kendime ölümü sordum
Gidenler bir türlü geri gelmiyor
Hayat hep acılarla dolu
Arkamda gezip durma ölüm
Çok güzel bir çalışmaydı..
Kutluyorum samimi yürek sesinizi..
Tam puanımla.. (Antolojimde)
Saygı ve Selamlarımla
HÜSEYİN ÇUBUK