Dün akşam Pul biber Mahallesine uğradım
Salgın saz çalıyordu klarnetçilerin yanında
Her tarafa her zamanki gibi dağılmıştı kedi tozları
Maskeler kollarında zeybek oynuyorlardı
Acı kapı kollarına bulaşmış göbek adlarıydı sokakların
Zeyna'nın yavruları apartmanın bahçesini yalıyorlardı
ŞARKI
birden çağırıverir seni
kulaklarına fısıldarken tatlı nağmeleri
Akşamın gözyaşları akarken yarına
Gece ve hece daha yeni başlıyordu
Heceler ne söylüyordu birleştikçe kalemimde
Mısralarımda ne oluyordu
Yada şiir kime ne söylüyordu
Mısralarım içinden akarken bir dere
bir şiir tozudur yüreğim gözlerimden düşer
yürür köklerimden çiçeklere doğru
kuş seslerini yüreğimle dinlerken
sevgi olur toprak ananın kucağında büyür
çiçekleri ,kelebekleri beslerim
yüreğim bilinmez büyür büyür işte o zaman
yaşadın mı hiç yeşillikler içinde börtü böcekle özgürce
ağaç ve doğa sevgisi bilir misin
organik kahvaltı ister misin
ben üzülürken kesilen her ağaca
sevdiğin sadece yeşillik dolar mıdır senin
düşen her ağacın çığlığını duyarken
Çılgın geçen günlerin birinde görmüştüm
Günlerde bir gündü işte gençtim 30 yıl önceydi
Saçların kömür karasıydı
Gözlerin kahverengiydi 20 yaşındaydın
Öğlenden sonraydı çarşambaydı
Nasıl bir bakıştı o içimi delmiştin
Bin dedi
O biniş ki gecenin içinden geçerek
Kadınlar çocuklar arasından fırlayarak
Hemen dört takla atarak hörgücünü tutarak
Yerleşiverdim havutuna
Önümüzde Spartaküs
İlerliyor gece
Öksürüklü bir tren gibi
Şehrin soluk ışıkları titriyor
Soluk soluğa
Kulakları yakıyor ayaz
Ucuz ekmek kuyrukları
Yozlaşmış bir şarkı çalar
Arsız ekranda
Atom bombası patlar
Günün orta yerinde
Gurur sanır sunar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!