Her an ölüm
Her an bir tehlike
Acı ihanet yalan dolan
Yaşamak nasıl ödül bu
Seller yangınlar depremler
Allah’tanmış
Keşke burnum Kaf dağına değseydi
Arkama da koskocaman bir tanrıyı da alsaydım
Ne masallar anlatırdım size
Ceplerimden taşardı yeşil banknotlar
Tabi ki de yalardım hepsini zenginliğimin
Şiir torbamdan fırlıyor cücelerin mısraları
Dökülüyor yerlere saçılıyor büyülü fasulyeler
Bir tanesi yeşeriyor gökyüzüne
Düğün var diyorlar bütün kadınlar tırmanıyor
Güzellik yarışmasını birincisiyle evlenmek istiyor kurbağa prens
Kazanan kız ayakkabısını düşürüyor düğünden kaçarken
Biliyorum
Hiç kapanmayacak bu yaralar kangren olmuş
Soğuklar basacağım göğsüme başıma
Anacaksınız beni anlamadan
Kıpkırmızı açan karanfillerdeki düşüncelerimi
Masallar okuyacaksınız başımda
Şehir ıslak
Sokaklar ıssız ve soğuk
Geceye yıldızlardan yağmur damlıyor
Bahçeler toprak kokuyor
Dolaşıyorum mahallemizin sokaklarında
Gezinirken girdabın içinde yüzyıllar
Bakıyorum
Bakıyorum
Görmüyorum
Duymuyorum
Dökülüyor renksiz sokakların akşamlarına
Gözlerim çağırıyor yağmurda eski zaman masallarını
Yıkılmış arka sokağın kapısına asma kilit asıyorum
Başka bir masal dökülüyor naylon poşetten yerlere saçılıyor
Masal torbamdan fırlıyor cüceler mısralarım ormanlara
Gözyaşlarımın gölgeleri doluyor çamur izlerini kovalıyorum
PERDE
Kapattım odamın perdesini geceye
Gündüz gibi parlıyordu oysa az önce
Birden kapkaranlık kaldım odanın içinde
Yıldızların çıkmasını bekledim sessizce
Çıkmadı ne bir ay nede bir yıldız bekledikçe
Sıcağın altında düşün çiçekleri
Gölgelerinde yatıyor yırtık açlık
Renkli camda piksel piksel
Bin bir gece masalları
Themis’in terazisini çalmışlar
Ahlak çamura düşmüş
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!