senin gece dediğin nedir ki...?
karanlığı gece yapan Güneş'tir
o öyle bir Güneştir ki;
kalplerdeki Güneş'tir...!
sevgilim,
günün ilk ışıklarına bezenirken bahar
tomurcuk açtı beşiğinde ilkbahar
sen yoktun...
sevgilim,
bir sallanış sallandı ki etrafımız
suçlarımı hislerimle boğmak yetmez
en kabahatsiz çocukluk yaşantılarım
beni günahsız yapacaksa eğer
bütün suçlarımı gömerim maziye...
yeni bir sayfa açıldıysa kaderimden
nereden bilebilirdim bir gün
beni bu düzenbaz şehirde
patavatsızca küçülteceğini...
imdat çığlıklarıyla yankılanan vadilerin,
şuursuz insanlarla kaynaştığının farkında mısın?
buğulanır kışın mutfağınızın penceresi
........
hiç değilse diyorum bir pencerem olsaydı
hoh! deyip, buğulanmış cama,
bir ekmek parası çizerdim...
kafesinde insan
tırnaklarıyla kazımış umudu
''ben masumum çıkarın beni...
...ben masumum çünkü suç başkasının...''
çelik gibi direkler, bir ucu yerde bir ucu gökte
kilitli kapılar ardına atılmış sersemliğim
şuursuzluğunu tekmeliyorum hücremin
anahtarsız gaddarlığını, ruhsuzluğunu...
tanımadığım sineklere kapadım penceremi...
hep suskun imalı bir duruşu var duvardaki gölgemin
içine bindiğim bu trenin
beni nereye götüreceğini bilmeden
uzanıp gidiyorum kaygısızca
geride bıraktığım her şeyi özlüyorum
özlediğim her güzellik umutsuzluk diyarı gibi,
özlediğim her güzellik derin ıstıraplarla yoğuruyor beni...
ruhumun adı yok
beyaz bir minibüsle gelmiş, kimliksiz çaresizliğim
fötr şapkam yırtık, sırtımda pardesüm, ensem kapalı,
yahut mapushane tesbihi elimde
parıldamakta etrafımı saran cam kavanoz
Merhaba Oğlum,
Seni gidi yaramaz, neredesin sen bakim? .. Merak ettim be oğlum. İnsan annesini arayıp sormaz mı? Ne gece varsın, ne gündüz...ne hayaldesin, ne gerçektesin, neredesin…
Postacı kapımı çaldı az önce. Şaşırma sakın burada postacı diyoruz dua getiren meleklere...Sana yolladığım bütün dualarım geri geldi. Seni bulamamışlar oğlum! Çok üzüldüm acaba başına bir hal mi geldi diye…yüreğime inecekti nerdeyse. Şimdi bu satırlarımı sana ulaştırabilecek olan her kimse inan ki iyilik meleklerimden birini vereceğim ona.
Sabah Yedi'de uyandın bugün. Fırından ekmeğini aldın, sıcacık mis gibi. Yine yumurta kıracaksın tavaya. Yanına patates kızartması ve yanına çay. Hiç değişmemişsin. ''Sensiz çayım zehir anne'' dediğin o hastane günleri geldi aklıma. Sahi benim kartopum, küçücük yavrum, hala zehir gibi mi çayın? Ah! Benim kadersiz yavrum.
merhaba hüseyin bey şiirlerinizi begeniyle okudum.bir kısmını yüreğinize sağlık harika şiirler. sevgilerimle.yüreğiniz aydınlık olsun..