Hâlâ yazılıyor...
Yürürken boş kaldırımlarda âheste,
Fikrin gürleşsin sessizliğe inat.
Sana eşlik eden yağmurla birlikte,
Gözyaşın coşsun çekinme,bırak!
Ruhunun keskin yankısı yıksın duvarları.
Terk edip gitmek yarım bırakıp bir hülyayı meçhûle
Eşya kararan gözlerinde oluşan silik bir buğu
Olur da tutunduğun umut parçalanır gözlerinde
Ve sen elveda diyemeden tutarsın elinden bir ruhu...
Bilinmezlik istifhamları git gide büyür içinde
Kırılan kalbimin isi
Gözlerimin altına sindi
Geceyle yıkanıyorum
…Yine kara gözlerim
..…..Yine kara gözlerim…
Gözleri bağlı, ayakları felçli bir aşka
Sağanak yağıyorum
.......Şimdi köşe başını döneceğim
Tam orda çelme takacak bir taş
Ağır aksak düşeceğim
Derin ve dönülmez bir boşluğa…
Köhne yaşam kıyılarında konaklayan şu ruhumun
hiçliğinde çoğalan hüznünün mahsulüdür
yalnızlığına okuduğu şiirler...
Suskunluğuna saklı sırların anahtarı
ruhunun yedi kat altındaki zindanda
biteviye arayışların sonuçsuzluğuna mahkum şimdi
Yüreğime düş artık cemrem
kırılan gönlüme bir gül
ol ki kurtar beni...
Geceye çizdiğim kara gözlerinin önünde
kendi kalemimin darağacında
sarmaşık misali boynuma dolanan hayalinle
Şimdi özlem kokulu çiçeklerin koktuğu
şu nisan akşamında
seninle yürümek vardı
diriliş yağmurlarının altında
tedbirsiz atılmalıydık sokaklara
geleceksen eğer sevda...
gel! ama olabildiğine sade
yüreğine hiçbir şey giyme
gururunu bir eldiven gibi
kibrini elbise gibi fırlat at
yanına tek -mız ekini al
Ömrün acısıyla yüreği dağlanan bir köy çocuğunun
Ezik yüreğiyle, çekingen gözleriyle baktığı,göremediği,
Hayalini bile kuramadığı geleceği gibisin şimdi.
En usta ressamın çizdiği çaresizlik tuali oldu yüzüm
Gittin gideli...
geceyle gelen bu sükûnetin
hayallerime sinen,
fikrimi sindiren gerçekliğiyle,
her günün hançerlendiği bu vakitlerde
buluşmaktan yorgun artık yüreğim,
aydınlık bir gün,
değerli arkadaşım seni seviyorum şiirin çok güzel yüreğine sağlık bu şiiri bize okuma imkanı verdiğin için teşekkür ederim