Hoş geldin Cumhuriyet Bayramı
Şenlik getirdin bizlere
Elimizde bayraklarla
Kutladık bayramımızı
29 Ekim Cumhuriyetin ilanı
En ağır bedelin
Yaşayarak öğrendiğin
Uçan kuşun, esen yelin
Bir dersi var
Görmesin bilene...
bir melodi gibi gelir sesin
mehtabın gölgesi yüzün, aydınlanırken
gecenin loş karanlığında,
ve isyana çağırır çığlıkları
sessizliğin
hangi dehlizdesin...
Ezber bozan bir sevdanın
Karanlık dar sokaklarında koşturan
Deli bozuk kızı
Kendine gel
Kaldırım taşları ayaklarını
Topladığın deniz kabukları
Yüreğine aşina olsa da
Adım sanım
Bugününe yabancı artık
Sol yanım
Tanımaz sesini sözünü
Ritmini de unuttu çoktan
Diren kelebek
Vazgeçme kanat çırpmaktan
Bak orada
Günlük defterin hala yarim
Var daha yazılacak satırların
Anıların...
Don Kişot gibi
Yel degirmenlerine kılıç sallıyorum
Dost kim
Düşman kim
İnan hiç bilmiyorum
Arkadaşım benim sırdaşım
Bütün sırlarımı sende saklarım
Sevincimi hüznümü seninle paylaşırım
Yıllar geçse bile seni hatırlarım
Gidişin
Zamana inat kanayan bir yara
Hayatın her sillesinde
O efkarlı başı yaslayacak
Göğüs kafesinin eksikliği...
Uçmak isteyip yer çekimine yenik düşen
Kurumadı göz pınarlarım
Senden sonra
Öylesi bir boşluk, öyle bir özlem
Genzimi yakan
Ölesi bir yalnızlık
Bütün slüetleri kapatan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!