Bahardı o mevsim
dallar yaprak yaprak
yaylalar lale sümbül menekşe
bütün evren buram buram çimen
insanlar toprak kokardı
o mevsim köyümde
Servi söğüt saçakların salınır.
Doyulmuyor yaprağına, dalına.
Sen olmasan gün önünde kalınır,
Gölgen iner sevgilinin yoluna.
Gök delinse yağmur görmez dibini,
Bak sana, akıyor gözümün yaşı,
Aşka düşmüş gönlüm, ah-u zar çeker.
Kış gelmeden duman alır puslanır,
Yüce dağ başları gibi kar çeker.
Hain dağlar yol vermiyor geçeyim,
Küçük adam derdi bana o büyük adam
Soluğum kesilir aklım uçardı
Sevdi, yıllarca kalmışız sevgiden müdam
Kin ve nefret candan uzak kaçardı.
Elli yılı aşkın geçmiş zaman aradan
'Evet, tartı yirmi beş kuruş, tartı yirmi beş kuruş.'
Ablasının, 'Gel tartılalım bacı.' önerisini daha kilolu olan küçüğü istemedi.Abla, çantasından çıkardığı elli kuruşu uzattı çocuğa.
Tartıcı çocuk terazinin mandalını indirdi, 'Çık abla' diyerek teraziyi gösterdi. '(...) kilosun abla' dedi çocuk.Bayan teraziden indi, paranın üstünü bekledi. Çocuk anladı ve ceplerini karıştırıken,'vallah, siftahı siz verdiniz abla, başka param yok.' derken belkide üstünü almadan giderler diye düşünüyordu. 'Aslında bozuğu var vermemek için yalan söylüyor' diye düşündü ve diretti abla.
'Hadi çabuk, ver paramızın üstünü gidelim! '
'Vallah doğru söylüyorum abla.İsterseniz bekleyin karşı dükkanlarda bozdurup geleyim.'
'Hımm, bu da kaçma numarası. gidip daha gelmeyecek. Ben o parayı sana yedirirsem' diye düşündü. Madem öyle, iş inanada bindi. 'Öyleyse bir daha tart! ' dedi, parmağını çocuğun burnuna doğru uzatarak. Çocuk başını yana çekerken şaşkın şaşkın, bir daha tarttı; tuhaf, anlamsız bir bakışla baktı bayanın yüzüne; 'Bir daha (...) kilosun abla! '
1-Oğul Binalı,Senin İsimin ne Ki?
Baba ile oğlu bir iş için girdiler devlet dairesinden içeriye. Işlerini yaptırırken memur formalite gereği sordu babaya
-Amca, oğlunun ismi ne?
baba arkasında bekleyen oğluna dönerek, yüksek sesle;
-Ola oğul Binalı (Binali) neyse isimini sorerler. Senin isimin ne ki?
Oğul herkesle birlikte gülerek;
Mert olan garibe dil mi uzatır?
Yiğitlik ne hale düşmüş gör, eyvah.
Eğriyi hoş görüp doğrudan şaşan,
Gerçeği görmeyen gözü kör, eyvah
İnsanlık bilmezsin, laftan anlamaz,
kime darılıp da kimden küseyim
gönül umduğundan küser demişler
kimden vazgeçip de kimi seveyim
çok naz etmek aşkı keser demişler
bülbül de naz eder gonca gülüne
sokaklarda sevgiye muhtaç
şefkate el açan dilenci
sefalet hayat romanıdır onların
anasız babasızlar
işte onlar
sokak çocukları
İçimin güneşisin ısındığım
Donarım dokunmazsa ellerin düşlerime
Umudu yürütsek bilinmez sokaklarında aşkın
Bir çıkışı vardır elbet tüm çıkmazların
Al tümüyle bedenimi baharlardan efsunla
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!