Çok eski yıllardaydı,Kayseri yanmaktaydı,
Sardı kurak heryeri,toprak yanmaktaydı,
Toplandı hacı hoca,bu çare aradı,
Dolaştılar heryeri,suçluyu bulamadı.
Buna sebep ne idi,kimin günahı vardı,
İstanbulda gezdim ben,dolaştım her bir yeri,
Başka olmuş bu şehir,medeniyette ileri,
Ayyaş olmuş insanlar,içki içer su gibi,
İstanbul ölmüş sanki,bekliyor bir Fatihi.
Ervah kalkar kabrinden,sıyırır kılınçları,
Ömer bin Abdulaziz,değer vermez dünyaya,
Adar kendini Hakka,hizmet eder kullara,
Taht kurmuştur gönülde,herkes severdi onu,
Adaletli Halife,Haktan çok korkuyordu.
Dervişin biri gelmiş,tıraş olur berberde,
Üstadı emir vermiş,benzet kendini bize,
Oturmuşlar koltukta,oluyorlar tıraşı,
İçeri dalmış birden,bıçkın bir delikanlı.
Kabrinde yatıyor ölüler,
Sanki yaşamamış gibiler,
Ne bakarlar,ne işitirler,
Kabrinde yatıyor ölüler.
İnsan ölür kabre konur,
Hemen münker,nekir gelir,
Müminler cevabı verir,
Kabir sorgu yeri Dostlar,
Cenneti cemali göreyim dersen,
Gafil gezme insan kıl namazı,
Resulün elinden kevser istersen,
Yazlarda kışlarda kıl namazı.
Dağın eteğinde ne kadar da güzel,
Tepelerde geziyor bir kartal, bir de leylek,
Taze açmış çiçekler var,her bir tarafta,
Cennete benziyor benim Müsellim Köyüm..
Vardı bir zamanlarda,Cüneydin talebesi,
Edep ahlak mükemmel,ibadette kuvvetli,
Henüz yeni gelmişti,Cüneydin dergahına,
Pek ziyade severdi,iltifatı boldu ona.
Kırıkkale'm şen şehir,
Senden geçer bir nehir,
Sana yetmiyor mehir,
Kırıkkale'm şen şehir.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!