Öğrendik onlardan yazı yazmayı,
İlk önce yazmıştık anne babayı,
Yatmadık tembelce kazandık parayı,
Herşeyi sen öğrettin öğretmenim.
Zül Fadıl Köyünde geldi dünyaya,
Mübarek yüzleri benzerdi aya,
Ankara boyandı onla nurlara,
Hacı Bayramı Veli var Ankara’da.
Hacı Bayram-ı veli,yetiştirdi talebe,
Hem halka sohbet eder,nasihatı herkese,
İnsanlar koşuyordu,Tekke dolar insanla,
Bağlıları çoğaldı,sığmaz oldu dergaha.
Etti şikayet onu,şerli vede hasetçi,
Bir kuş olup uçup gitsem,
Habibi ziyaret etsem,
Beytullahı tavaf etsem,
Rabbim göster cemalini.
Gezdim dolaştım tüm, memleketimi,
Ne güzel illeri,köy kasabası,
Her yerde ben gördüm,cömert insanı,
Allaha hamdolsun,güzel vatanım.
Ömür geçiyor bak,yaklaştı ecel,
Geliyor Azrail,haberin var mı?
Döküldü yapraklar,yerlerde gazel,
Solup gideceksin,haberin var mı?
Yaşarlar Habib Baba,Sultan Murat devrinde,
Yaşlı fakir kimsesiz,ama mübarek kimse,
Gelir sefer sonunda,yerleşir İstanbul'a,
Atmak için tozunu,varır oda hamama.
Niyyeti temizlenmek,denk etmek ruh bedeni,
Taze güldün sen onbeşinde,
Kaçtın evinden bir gecede,
Uyuyordun hep dizlerimde,
Hemence soldun güzel kızım.
Nikahta keramet vardır diyorlar,
İmzayı atıver hatırım için,
Güzel günler bekler bizi sevgilim,
Kalbini satıver hatırım için.
Allahın Resulü güler yüzlü,
Fena konuşmayan,tatlı sözlü,
Öfkeli sert değil Onun kalbi,
Allahın Resulü bize numune.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!