Yüzyıllardır topraklarımız ayaklarımız altından kayıyor
ve yine yüzyıldır depremler,
her türlü doğal afetleri yaşamış bir coğrafyanın
talihsiz evlatları olarak biz ve ben;
ırmak boylarında kurulmuş evlerinden kaçarken atalarımızın
bize bıraktığı,
ben vardı azınlıkta
benle at başı giden
bizler vardık
iyi, acılı, mutlu insanlar
hoş seksi Havva nın silsilesi kadınlar
çiftçi adem dayı vardı;
bakışlarında aradım umudu
önce sokak başlarında
sonra her yol ayrımında
geriye dönüp bakmalarımda
bir solukta
gözlerinde bahar vardı
Güneş tam batmak üzeriydi
gün ağarmış ağaracak demiyorum
günlerin hep aydınlık
bahtın hep açık olsun istedim.
Büyük...
çok çok büyük umutlar besledim
sevgimizi anlatırken bile
kekeme kaldık
sonlandırdığımızda kelimeleri
avucumuzda bir nefes sıcaklık kaldı
içimizi ısıtan şefkatle açtık gözlerimizi
yanı başımızda bizi bekleyen zebaniler
Bu günlerde dönemin havasından mı ne?
yine gel-gitlerin başladı.
yine her olur olmaza darılmalar
yine mahsum bakışlarla anlamsızlaşan bir yaşam.
Yüz yıl mı yalnız, ben mi?
yok sa sen mi yalnızsın?
Bu son yazdıklarım sana
Sen uluslar arasına sıkışmış
Sen her baş kaldırışında yedi düvelin gazabına uğramış
Ve sen bir resim gibi dört parçaya yırtılmış
Kahramanlıkların isyan
Sevdaların küçümsenmiş bir coğrafya da yalnızsın.
Bir dağ oldu sevgim
Ucu taaa bulutlarda
Ben senin sevginden yoksunum onun altında.
Bir deniz oldu sevgim
Duru-dingin pınarlardan
Gürlerim dalgalarımla
tüm zenginlikleri
tanrı adına kendileri
kullanır,
sağdıkları ineğin
sütünden peynir,
derisinden kürk yapar, etini kurda
ne geriye dönüp bakmak
nede ilerisi için öngörüde bulunmak
tüm zamanları sana hapsettim
duvarları bir bir sayarak
üzerime kilit vurulu kapıları
ve de umutsuzlukları yıktım
şiirleri bir harika mutlaka okuyun
o bir ŞAİR
o birrrrrrrrr EKOL