Hekim Coşkun Şiirleri - Şair Hekim Coşkun

0

TAKİPÇİ

Hekim Coşkun

seni 21 yüz yıl
seni kara yüzyıl
seni insanca özlediğim
yeni bin yılların kölesi
insan olarak sayfalarına bakmaktan ürktüğüm
gözlerimi kapadığımda kabuslar

Devamını Oku
Hekim Coşkun

ellerimiz havada
yüreklerimizde derin bir yangın
düşüncelerimiz duman duman.
uyutulduk,
uyuşturulduk
her asi çığlığımızda

Devamını Oku
Hekim Coşkun

Bana müslüman diyenin


Nasıl ki Müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz derler ya böyle bir yerde.
Bir başka dinin yoğun olduğu bir mahallede adamın biri; Yani Müslüman adamın biri, bir kızı olursa adak adayacağına söz vermiş.
Günlerden bir gün dileği kabul olmuş ve çok güzel bir kız çocuğu olmuş.

Devamını Oku
Hekim Coşkun

biriktirdiğim sevgilerin toplamısın
insanlık tarihinin bana kazandırdığı
tüm yüklemlerin
artısı sen
eksisi ben
iki kutuplu dünyanın çatısında durup

Devamını Oku
Hekim Coşkun

insan kılığındaki kutsalım
seni sevdim ben
şu an
şimdi yani
birazdan geçer,
bir aspirin kadar yakınsın baş ağrılarıma

Devamını Oku
Hekim Coşkun

Tuncer Cücenoğlu’nun yazdığı KADINCIKLAR adlı oyunu izlemiş olanlar hatırlarlar; yazıldığı dönemde, banker olayları, batan bankalar, yeni yetme mafya babalarını ve en önemlisi de dönemim GENEL EV PATRONİÇESİ’NİN vergi rekortmeni olduğu ve TÜRKİYE SENİNLE GURUR DUYUYOR diyen bir dönemi anlatır.
Değişen bir şey mi var?
Yok …
Şimdi nerden çıktı bu diyeceksiniz?
Ben bu gün CENNET’ i gördüm.
KADINCIKLAR ‘ da CENNET rolündeki kadını yani.

Devamını Oku
Hekim Coşkun

Küresel dünya, eyalet ya da bölge valiliklerine benzer yöntemlerle sömürgeleştirildiği bir süreçi yaşamakta.
Adına, yönetim biçimi ne derseniz diyin, tüm biçimleriyle küresel egemen sistemin memurları olmuş yönetimlerce halklar, insanlar yönetilmektedir.
Bir bütün olarak SÖMÜRGELEŞTİRİLMİŞ dünyanın adına küresel dünya deyip ama bu küresel bütünlük içinde daha çok parçalara bölünmüş ve daha VAHŞİ BİR KAPİTALİZMİ yaşadığımızı RESMEDEMİYORUZ…
Yani bunu anlatabilecek propaganda araçlarımız yok, varsa da etkili ve yetkili ve de kalıcı değil.
Hem küresel bir işgal ve hem de MİLLİYET çatışmalarının hortlatıldığı gününüz dünyasında yeni kurtuluş arayışlarına eski yöntemler ya da geçmiş demokratik mücadeleler ışık tutuyor olsa da, KURTULUŞA DAİR yeni pratik eylemliliklerin geliştirilmesi gerektiğini düşünmek zorundayız.
Hemen her çıkar çetelerinin rahatlıkla organize olduğu bir dünya da geniş halk yığınlarının dağınık, vurdumduymaz, yıllardır KIŞ UYKUSUNDAN UYANAMAMIŞ hali karşısında en etkili devrimci uyanışın örgütlenmesi ve kurtuluşa dair bir ışık, bir rehber, bir yeniden uyanışın yolu olmalı?

Devamını Oku
Hekim Coşkun

her şey senin içinde
sende benim içimdesin.
savaş sonrası yıkımlardayım
dişe-diş,
kana-kan gezindiğim topraklardayım
yasaklardayım

Devamını Oku
Hekim Coşkun

bu gün AŞK' lık grev indeyim.
bir serum umutla başladım,
dönüşüm süzüm.
güneşe doğdum,
ateşin oğluyum...

Devamını Oku
Hekim Coşkun

DUYDUM Kİ HEKİM GELMİŞ

Bugün yirmi dokuz mayıs. Yani, yaz mevsimine balıklama atlamaya iki gün var. Gerçi biz Diyarbakırlılar olarak Nisan’dan beri sıcaklarla boğuşuyoruz ya; neyse.
Saat on sekiz gibi. Okuldan eve döneli yarım saat kadar olmuş. Lila yüzlü koltuğumla sarmaş dolaş bir durumda, günün bunaltıcı yorgunluğundan az da olsa kurtulmak için Berfin Bahar Dergisi’nin 111. sayısının siyah beyaz sayfaları arasında geri dönüşsüz bir gezintiye çıkmışım. Amacım, sayfalar arasında kalıcı bir yer edinip, göz kapaklarımı yormaktı, belki uyurum diye…
Tümcelerin tuz tadındaki terli tuşuna uğrayıp harflerle güreştiğim bir sırada, kısık sesli telefonum “zır”ladı. Bu “zır”, öncekilerden çok farklı bir “zırrr” dı. Kavurucu Diyarbakır sıcaklarına denizin serin esintisini katan, uzakları yakın eden tatlı tebessüm tadında bu “zır”la yarı uykulu halimden sıyrıldım.
Marmara yeşili Yalova’dan Hekim gelmişti. Yok yok, bildiğimiz anlamda bir tıp hekimi değil; siyasal, kültürel donanımlı Hekim’di telefonun öbür ucundaki ses ve “ben Diyarbakır’dayım dost” diyordu titrek bir sesle. Anlaşılan onun da yüreğinden taşan Coşkun bir heyecan ses tellerine kadar sirayet etmişti. Konuk olduğu büronun adresini vererek “gelebilirsen çok sevinirim” diyordu.

Devamını Oku