Hayriye Aygül Şiirleri - Şair Hayriye Aygül

1967-68 öğretim yılında 5 A sınıfındaydım.
Din Bilgisi dersi var,ilahiyet mezunu Süleyman Bey ders hocamız.
Konumuz mezhepler. Süleyman Hoca dersimizin mezhepler olduğunu anlatıyor.
''1-Hanefilik,2-Şafiilik,3-Malikilik,4-Hanbelilik gibi dört büyük mezhep yanında kimileri 5. mezhep olarak Alevilik sayar bana göre alevilik müslümalığa dahil değildir '' diye anlatmaya devam ederek bir örnek veriyor.

Dersim,
ulu ulu dağların,
çıkışı olmayan mağaraların
uçan kuştan medet umanların
derin vadiler içinde

onlar da birer canlıydı,
iki ağaç yanyana
ne ağızları nede dilleri vardı
kök salarken toprağa

Öteleme

Bizi durduran eşiğin
Kavşağındayız

Kendi zamanını arayan bakışın

Hani kovadan boşanırcasına yağmur yağar, deprem olur,dağlardan koca koca kayalar kopar,kıyamet gibi...,öyle bir şey!
*
Hani gökyüzünü kara kara bulutlar kaplar,aniden fıtına boran olur,yıldırımlar düşerken,etrafına ışık saçar gibi...,öyle bir şey!
*

Hayal edipte yüreğini kor kor yakan anılar
Heyecan dolu sorumluluk taşımayan yıllar
Ellerin bomboş kalbindeki kırık sevdalar
Ellerinden kayıp giden öyle geçer bir zaman ki...

Oynatma vatandaş
oynatma memleketin taşını,
o taşlar yıkılırsa,
sen ben o paylaşırız aynı kaderi...
*
memleket

Bir ömür dediğin bitti gitti
Anlatamadım sana derdimi
Sevgin yarattı hep bahaneyi
Yaşadım sende özlem hasreti
*

-HAYIRLI AKŞAMLAR

Üşüttü mü seni Toros'un kışları
Ne güzeldir Senem kızın bakışları

Munzur girdaplarında çağlayan suda alabalık olan
Taştan taşa savrulan sularla kıyılarına hayat veren
İlkbahar da yatağında uyanışa korkusuz çağlayan
Asırlardır söğüt dallarıyla Munzur'a sarılan doğadır