Bakmamış dünya haline
Kanmış yalan gülüşüne
Tatlı bir kaç cümlesine
Gönül vermiş türkmenkızı...
Ruhunun inceliğine,
Bin bir meşakkatle
Sarıp sarmalanır
Kanı çekilir yaralarımın
Acı bir feryatla yer gök yıkılır
Yakası açılmış gömlek misali
Yönünü şaşırır hayat
Bir merhaba ile güne başlarsın,
Dostla muhabbetin zamanı geldi.
Eski günler yad edilir hüzünle,
Anıları tazeleme zamanı geldi.
Ömür biter vade sona erince,
Hiç bir kış bu kadar soğuk geçmedi ülkemde,
Hiç bir kış bu kadar yanmadı yüreklerde
Ah aralık, umutlara değil
Ölümlere aralanan kapı
Acılarımı, hüzünlerimi,
Gözyaşlarımı
Bizi bu hale düşürenlere
Bırakıyorum..
Sabahlar kadar taze gülücüklerimi,
Ardımdan yetişen gençliğe...
Sen ki;
Zifiri karanlıklarda ışığım,
Hasta yatağımda
Adını sayıkladığım...
Pervasız sözcüklerimin
En yalın hali.
Hüzün kokan
Hazin bir son sa hatırlanan
Bir fotoğraf
Bin anı bırakıyor,
Her gidenin ardından.
Bambaşka bir şehirde
Yepyeni bir hayata
Başlamak vardı seninle..
Herşeyden
Herkezden uzak,
Aşkıyla bir heder olduğum dilber
Sözün ellere de sazın bana mı?
Biçare yüreğim sensiz ne eder
Sohbetin ellere, nazın bana mı?
Kahve bakışına kurban olduğum
Sanadır sinemden süzülen bu mısra-ı berceste
Dertler başımda firak gönül yine aheste
Kurusun gözpınarların bana aksın nehirlerin
Kase-i çeşm-inden bal olur zehirlerin
...türkmenkızı...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!