Zaman...
Herşeyin doğrusunu bilen,
Anlayan...
Farkındalığın esaretli duruşu
Gün...
……..Çık dışarı….
Önemini yitirdi günler
Beklemeye takat yok
Kıyametiyse bu yüreğin,
Sonu değmeli sevmeye
Açtım tüm kapılarımı
Sen gidince anladım değerini
Sensiz kaldım kahroldum geceleri
İdama mahkum suçlu misali
Pişmanlık acısı yaktı,vurdu beni
Yokluğun içimde saplı bir hançer
Narindi elleri,
Açmaya ürkerdi bakışlarını
Naifti yüzü
Masumiyetin çocuk türküleri eserdi
Ona bakan her yürekte
Sabahın ayazı gibiyim,
Güneşin doğmasının verdiği canlılık
Sana kavuşma umudu hakim içimde,
Sabahın çiğ düşmüş taneleri gibi ayazlı yüreğim kendince
Esip geçen rüzgar gibi akıcı zaman
Geçmek bilmeyen zaman...
Güzellik yurdumdan gideli çok olmuş
Kadere koyulmamış gülmek
Oysa ufacık bir tebessümün uğruna
Yanıp dururdu bu yürek
Topraklarım kısır
Kurşun işlemeyen umudumu
Bir kurşun vurdu...
Artık umutsuz bir viraneyim bu şehirde
Hiç bir vadirede eğilmeyen boynumu
Kör bir kılıç kopardı
Artık hayattan kopmuş bir parçayım
Hazan vurdu şehrimi
Gök yarıldı
Dalga dalda sarsıldı gökyüzüm
Sokak ortasında kaldı
İnsanın yüreği toprak gibi olmalı....
Yüreğinde doğurmalı herkese sevgiyi,
Büyütmeli, doyurmalı...
Gerektiğinde öleni gömmeyi bilmeli
Gerektiğinde hayat vermeyi...
Her sevgi için bi tohum yeşertmeli
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!