Duydum ki sinene vurmuş hançeri,
Ayrılık canını yakmasın Zümrüt,
Sen benim canımdın candan içeri,
Dünyayı başına yıkmasın Zümrüt.
Kederi gönlünden silmek isterdim
Solması imkânsız gülsün kalbimde,
Bülbülün olmaktan caymadım Zümrüt.
Resmini sır gibi tuttum albümde,
Yerine kimseyi koymadım Zümrüt.
Ağladım kan kustum düştüm her gece,
Sensizliğe mahkûmum,müebbetim ondandır
Güneşe ayak bassam benim için zindandır
Her gece bir şafakla yırtılır da sonunda
Her sabahı ruhuma zindan eder yokluğun
Hicranlar kuşanırım siyahın her tonunda
Divâne eyledi düştüm peşine
Dolaştırdı diyar diyar gözlerin.
Rastlamadım benzerine eşine
Pervane olduğum o yâr gözlerin.
Bakışında ab-ı hayat bulduğum
Her gece mehtaba gölgen düşüyor
Yıldızlar gözlerin oluyor Zümrüt,
Bakışın bağrımda yara deşiyor,
Ve birden gözlerim doluyor Zümrüt.
Feryatta kalemim isyanda hece,
Benim böyle çaresiz gidişinle dağılan
Hayallerim yıkıldı her düşüm yarım kaldı
Dizlerinin üstüne benim böyle yığılan
Soldu tebessümlerim gülüşüm yarım kaldı.
Gözlerindeki ışık aşkı muştuluyordu
Bütçe tutmuyor yama
Hep açık veriyoruz
Her gün bir zam var ama
Bugün yarından ucuz.
Vakit ayrılığı vurmuş gizlice
Ben daha çok zaman var sanıyorken
İçimde büyüyen urmuş gizlice
Aldığım nefesi kâr sanıyorken.
Gönül gergefimde dokunmuş aşkın
Yıldızlar gözlerinden almışlar ışığını
Bakışların mehtabı andırıyor yar senin
Kendisine ram eder endamın aşığını
Baldan tatlı sözlerin kandırıyor yar senin
Aşka rağbet yok mudur yoksa gönül çarşında?
Gel unutulmuşluğun şerefine içelim
Öyle eskisi gibi yas mı tutarım sandın?
Hadi kaldır kadehi kendimizden geçelim
Karalar bağlayarak pas mı tutarım sandın?
Sensizlik işkenceydi, dilim dilim kesildim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!