El açmanın, yalvarmanın, dilemenin ve duacı olmanın tüm hazzıyla, tek olan ve eşşiz yaratıcının merhametine sığınarak kalemime süt emziriyorum bu leyli gecede... Salatu selamlarla alemlere merhamet intisab eden, resul diye inleyen Mekke fakirlerinin dualarına ortak olarak; tertemiz bir beyaz sayfadan sesleniyor sözcüklerim... Yemenli Veyse, Erzurumlu İbrahim Hakkıya, Somuncu Babaya, Eyüp Sultana, Bayraklı Babaya elçilik teklifinde bulunarak başlıyor merhamet dileklerim... Ellerinde çaputlarıyla dilek dileyen yurdum insanının niyeti kadar saf ve temiz bir silsile ile ama batıldan uzak bir ibadetle sesleniyorum. Süphan olanın aşkına, resul olanın aşkına, Eba Bekir, Ömer, Osman, Allah ın aslanı Ali nin aşkına yazıyorum...
Şahit tutup leyli mektuba; muhabbetin sır sarhoşluğundan Bişr-i Hafi riyasetiyle yazıyorum... Sarı Saltuğa, Dursun Fakıha, Şeyh Edabali den Osman Gaziye, Üftade den Mahmud Hüdayi ye, Hacı Bayram-ı Veli den fetihler sulatanı Akşemseddin hazretlerine, daha el vermiş nice erenlerin duası üzre koca bir milletin dualarıyla yazıyorum...
Aşkın özü çiledir, hakikatin sırrı saklı....
Özü çiledir hakikatin, sırrı saklı aşkın....
Çiledir hakikatin sırrı, saklı aşkın özü....
Yitik bir sevdanın hükümsüz mirasıyım şimdi
Kaybolmuş aşk yolları
Neredeyim bilen var mı şimdi
Oluruda olmazıda sendeyken
Bir aşkın esiriyim şimdi
Nedir suçum nedir çilem,
Boşa gecti binbir gecem,
Gel de gayrı sana gelem,
Bir vefalı yar olmadın...
Olmaz olsun böyle kader,
Bir gün gidersem şu dünyadan,
Kalemler kağıda sitemler yazsın.
Dökülsün sükut asil kanımdan,
Yusufun Züleyhaya aşkını yazsın.
Yazsında konuşsun kağıda,
Kaç zaman geçti gideli,
Tutuştu ömür defteri,
Akıttın gözümden seli,
Söyle şimdi neredesin...
Bırak savrulsun enkazım,
Elbet bir mimar bulunur....
Yeniden kurulur gönül evim,
Hepsi gecer hepsi unutulur....
Unutulmayan ne kaldı geride,
Saçların takılır saçların fikrime,
Geceye inat zifir saçların.
Şöyle bir uzanıp dokunsam teline,
Bin kez öldürür zehir saçların.
Düz indiğinde incecikten beline,
Bir şiir, bir gece vede sen,
Ben çarmıhta elde çivi sen.
Yanar zenin ateşi kor sen,
Gelde bu düşü hayra yor sen.
Senin sevdan bir sır yaşıyorum ben,
Nefes diye içime çekiyorum ben,
Sen bilmesen bile seviyorum ben,
Aslında sende biliyorsun yar...




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!