Ucu yanmış
Gül kokulu mektuplar yazılır
Hera’nın evinden
Yollanır Eros’un okuyla
Yarım bakirelere!
BEŞ OCAK BAYRAMI
Bin dokuz yüz yirmi iki beş ocak,
Tarihe yazılan destan günüdür.
Cesur ve kahraman, yüreği sıcak,
El ele tutuşan insan günüdür.
Ufacık bir sözden alınmak olmaz,
Ne olur sevgilim, gel barışalım!
Özlememiş gibi salınmak olmaz,
Ne olur sevgilim, gel barışalım!
Yıllardır hayranım o gül yüzüne,
Fesleğen kokulu anılar
Gözlerinde yakamoz sevgilim
Baktıkça derinliğinde kaybolurum
Umman mı desem volkan mı gözlerin?
Göz göze geldiğimiz zaman başlar
Uzak diyarlara yolculuğum!
Yemyeşil kırlarla eşsizdir doğa,
İlkbahar sevmenin tam zamanıdır.
Ne kadar yakışır, bu güzel çağa
İlkbahar sevmenin tam zamanıdır.
Tehlikeli imiş Mart’ın dokuzu,
Pûne,
Kıvırcık, siyah saçlı, esmer lale…
Pûne,
Sevinçler gezinir gözbebeğinde.
Pûne,
Misafirsin çocuklukta, yolculuğun gençliğe.
Türkçene sahip çık, çok sev dilini,
Dilin emanettir atalarından!
Hor görme köyünü, güzel ilini,
İlin emanettir atalarından!
Tanı milletini, şanlı ordunu,
Gözlerin gözlerimi tırmalıyor
Bengi bakışların avuçlarımda
Yitirmemek için sımsıkı
Kapatıyorum parmaklarımı!
Harika Ufuk
Selam sana yurdum, her ilçem, ilim,
Pamuk yüreklerden sevgi getirdim.
Şimdiden affedin sürçerse dilim,
Pamuk yüreklerden sevgi getirdim.
Bir fincan kahvenin hatırı kırk yıl,
Ayakbastı buraya Ata’m On beş Mart günü,
Atatürk’le canlandı; Adana, Çukurova!
Onun gelmesi sanki Adana’mın düğünü,
Atatürk’le canlandı; Adana, Çukurova!
Çekerek bastonunu “Yeşerecekti.” dedi,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!