Acılar denizinde boğulan benim,
Sevdanın ateşiyle kavrulan benim,
İtilen, ezilen, horlanan benim,
Sevinen sensin; üzülen benim!
Bir uçurtma yükseldi gökyüzüne,
Rengarenk...
Sarı, kırmızı, mavi, pembe...
Sonra bir dala kondu,
İçinden bir kuş çıktı uçurtmanın.
Uçtu gökyüzünün derinliklerinde,
Toroslar’dan sümbül biçtim de geldim,
Serhat illerinden seçtim de geldim,
Dadaş diyarından geçtim de geldim.
Şanlı Kars Kalesi bizi bekliyor!
Güzeldir hem taşı hem de toprağı,
Elim kolum bağlı kaldı
Zalim felek öcün aldı
Beni dertten derde saldı
Ayrılık yaman Allah’ım!
Âşık arı, sözleri bal,
Hayranınım senin, sana köleyim,
Özlüyorum seni canım Adana’m!
Öleceksem birgün sende öleyim,
Özlüyorum seni canım Adana’m!
Başka diyarlara gittiğim zaman,
Yüreğim alev alev kavrulup yanıyorken,
Gözlerimde özgürlük ateşi tütüyorken,
Dünya bir dev misali, insanı yutuyorken,
Umut dolu olarak bakıyorum yarına...
Dünyada hatasız tek kul olamaz,
Kusur işlediysek Allah affetsin!
Kaderinde yoksa aşkı bulamaz,
Kusur işlediysek Allah affetsin!
Olmayacak dua istemez âmin,
Kapanıp sessizce ağlardın dizlerimde,
Ah! Nasıl kurtulurum? Gözlerin gözlerimde!
Sen gittin gideli dünya yoktur yerinde,
Ah! Nasıl kurtulurum? Gözlerin gözlerimde!
Acının derinliğinde
Kayboldu ürkek çığlığım,
Gecenin karanlığında
Taşa çarptı
Eşkıya yüreğim,
Sersemledi yeniden!
Her şeyin yenisi, dostların eskisi makbul,
Şarapların da...
Yenisi çabuk eskiyor aşkların,
Eskisi yıllandıkça güzelleşiyor oysa,
Şarapların da...
İçimine doyum olmayan şarabî aşkı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!