Zamanın akışıyla birlikte
Zirvelerde parlayan onlarca yıldız
Teker teker terk etmekte
Bulundukları yerleri
Bir puslu yıldızgöçü
Toprak Şövalyesi
Rüzgar gibi arsız
Ve bir nazlı tohum karşısında
Nadiren kararsız
Nasırlı ellerin getirdiği
Bunca yıllık zafer
Güzel işler yapanların nişanıdır yorgunluk
Tatlı bir tembellik çöker neden sonra insana
Ve geçip giden başarının ardından
Güç bela doğrularak yeniden
Hevesle yelken açar
Yeni yorgunluklara başarının adamı
Ey bendeki ben
İçimin dibindeki
Ruhumun üstündeki
Yaşamımın aslı astarı
Değiştir beni
Hep kurbağaları öptüğümle kaldım hayatta
Hiçbiri prense dönüşmedi
Siğillerden başka ne kaldı ellerimde
Ve artık sidikli kurbağalar yok hayallerimde
(06/03/2007 HAN DANCA)
Bir karantina odasıydı
Hapsedildiği beden
Kendini teslim etti
Hiç beklemeden
Ve ne olduğunu anlamadan
Buldu toprağın altında
Ben sevdalara ektim aşkımı çiçek diye
Aşklar tanrıdan var olan herkese hediye
Leylaklar bir okşama, sümbüllerse fısıltı
Güller tatlı bir buse, dikenlerse hırıltı
(26/02/2007 HAN DANCA)
Geçmez oldu İstanbul'da sabahlar
Gün dediğin önce Bambi'de başlar
Isırıldıkca sıcak sıcak dilli kaşar
Bir zevk yayılır bütün beden coşar
O yüzden yurdumun insanları
İşten önce hemen Bambi'ye koşar
Şiirimin dili
Uyandırır fili
Yazmayacağım işte
Artık öyle afilli
Şekilci insanlardan
Muhterem Kardeşim Sevgili Handan.
Çok oldu gidişin,dön artık...tamam!
okan er izmir
Demişsiniz ki,
' Maillerimde sık sık ''Sevgiyle ilerle'' diyorum ve bazen yanlış anlaşılıyor. Sevgiyle ilerlenin hikayesi farklı aslında :)
Artık yaşamımdan Sevgiyle Kal cümlesini çıkarıyorum. Çünkü bizler kalmak için değil, ilerlemek ve kendimizi en
gelişmiş haliyle deneyimlemek iç ...