Yolluyorum sana kısacık şiirimi,
Işıl ışıl yarına bakan gözlerden,
Dar evren yurtsuz sevdada.
Mıhlamış bu gerçekte yaşamı,
Basıp gitmiş evladı ananın.
Üçyüz altmış beş günün dört günü
Edildi ilan
Adı kurban soyadı bayram
Tanrı aşkına kesilmekte can
Her yer kan
Canlıyı canlıya kurban
Acının kaç ucu var sevgili
Acımazlığı sayma avcı kurşununda
İhanetin çatal dillisi yaraya tuz basarken
İnce bir sızıda gördüm gördüm
Sesime su dökerken acının bir ucu
Duman bürünmüş olmalıydı
Başyurt yaylasına
O gün
Göçmen kuşları kanat çırparken
Tepemizde
Karakışın habercileri
Bir ömürde yazdım
Bu son kelimeleri size
Kendi ellerimle ellerinize
Verdim
Bu cezayı seyrinizde
Kaderime
Kırıldı kalbim vakit bir sabah
Mahzat pazarında pahasız
Yusunlanmış sevdalar arasında
Vuruldum bir çocuk emeklemesinde
Oysa aya hibesi idi zamansız sevi
Yetimlik tılsımında kızıl saçların
Koşarken ölümler hain pusuda
Hiç gerekli diğilsiniz
Körpe bedende ölüm uzaksa size
Ve ben
Başkalarının sırıtkan dişleri parlıyorsa
Bakışların sevdalar sisinde
Sevidir hüzünde kızıl gözlüm,
Sevidir yokluğun şaire.
Sararsa fesleğen kokusu,
Bir aztek hüznünde
Bul beni.
Bir hüzün bulutta
Kahdeh ve sigara arasında
Usulca kayarak
Tez eyledi yorgun hayat beni
Bu büyük şehirde ceplerimde ellerim
Ah şu gece nasıl bir acı
Neşelerimin uçurumu
Ayrılık sıkıyor kalbimi
Ömrüm rakibim
Düşüncelerimin mıhlanmış acıları
Ürperirim




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!