Yüce Rabbimiz, çağrına olumlu cevap vermemizi nasip et.
Hiçbir şeyin fayda vermeyeceği günden bizi muhafaza et! .
İbadeti yalnızca sembolik bir mihrak bildik.
Hayatın kendisi mihrak mış bunu bilemedik! ? .
Çıkar ve menfaat güden zihinlerle
Ademiyane muhabbet kurulamaz oldu.
Gördüm ki, muhabbet kurulanlar da ise,
Hep riyâ ve benlik var oldu.
Bir masal, şarkı gibi aşkımız.
Sevdalar ülkesine yelken açan.
İki isim vardı o ülkede;
Gönül ateşi sen ve
Gümüş bakışlı ben.
Leyla ile Mecnun yani.
Yedi tepede salınmakta eteğim.
Dimağımın her satırında,
Camilerin minarelerinde,
Gök kubbelerinde,
Meydanlarında uçuşan
Güvercin kanatlarında,
Şehadet bir ıssızlıkta doğdu odama.
'Ben' ölü, ruhum şehadet dolu.
Semadan sağnak halinde inmektedir şahidler.
Elimde tuttuğum 'öz' eskimez şahidim dir.
Şehadet Meryem gibi inzivaya çekilmekse..
Teslimiyetim Meryem gibi, Meryem bana şahid.
Can yarim, şah-ı aşkım, pir peygamberim!
Sana has hasretimle kapına geldim.
Gül bahçenin güneşine pervaneyim.
Letafet sahibi, müşfik peygamberim.
Sözlerini tek tek dilime doladım.
Gece diriliştir hasret yüreğime
Seni hatırlatan.
Sana doğru yönelen pusulam,
Harimi kalbim.
Kalbinde yönelişini durdurur
Ve
Ben, güllerin açtığı, mevsimi özlerim.
Rabbimin, asarı rahmetini gözlerim.
Taki, gülşenine hayran olur severim.
Ancak, bu ahenk ile kendime gelirim.
Her varlık ile hasbihal etmek isterim.
Sonsuz sevgisini sundu sana yar; müştâkın.
Hasretle bekler oldu; visali şol aşıkın...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!