Hamiş Mustafa Şiirleri - Şair Hamiş Mustafa

Hamiş Mustafa

Neler geldi neler geçti başımızdan,
Günlerimiz geçer gider yoklukdan,
Yataklara düşerdik açlıktan,
Ölür giderdi çocuklarımız hastalıktan
Biz neleri yaşadık.

Devamını Oku
Hamiş Mustafa

Hayalimdeydi o zor günler,
Yurdumu düşmanlar işğal etmişler,
Gözleri yaşlıydı anneler,
Kurtulacak günleri beklerler,

Kendi vatanlarında tutsak olmuştu,

Devamını Oku
Hamiş Mustafa

Köyümün vardı kurulu düzeni,
Günde beş vakit okunurdu ezanı,
Oçaklarında kaynardı kazanı,
Afşinim hizmet der.

Doğruları yazsam bana kızıyorlar,

Devamını Oku
Hamiş Mustafa

Yine geldi ilkbahar açtı çicekler,
Kokuları salı verdi sümbüller,
Dağlarında karlar sönü verdiler,
Oyaklarında uçu verdiler keklikler.

Savruldu tozlar,dumanlar,

Devamını Oku
Hamiş Mustafa

Mutlu bahtiyar insanı aradım,
Usandım aramadan yoruldum,
Sonunda aradığımı bulamadım,
Taki gelen gidene sordum.
Ama kalmadı yarınlara umudum,
Fakat geçen günlere yalvardım,

Devamını Oku
Hamiş Mustafa

On yılda bir gördüğüm,
Her görüşte çalğap sevdiğim,
Derin bakışlı atlas gibi mahsun,
Mustafa Hamişe selam söyleyin.
Selamımı söyleyen fecideye,
Benden yine selam olsun,

Devamını Oku
Hamiş Mustafa

Bu gün günlerden bir nisan,
Pencereden bakar insan,
Bahar geldi herkes uyan,
Gök yüzünde kırlangıç uçar.

Öyle güzel uçuyorki,

Devamını Oku
Hamiş Mustafa

Ilık bir rüzğar esiyordu,
Eski günler canlanıyordu,
Atlas dağına soruyordu,
Nasıl sevmeyim Afşinimi.

Bahçeleri bağları yeşeriyordu,

Devamını Oku
Hamiş Mustafa

Gözümün önünde canlanı verdiniz,
Viran olmuş oturduğunuz eviniz,
Baykuşlara mekan bahçeniz,
Hiç birinizi görmedim nerdesiniz.

Geçen günlere dalı verdim,

Devamını Oku
Hamiş Mustafa

Nerede o güzelim baharlar, Çayırlarda açan papatyalar, Çiçeğe bezenmiş dallar, Nerede o baharlar. Yeşille beyazın kaynaştığı günler, Domurcaklarına çiğ düşmüş güller, Daldan dala uçan bülbüller, Nerede o baharlar. Ilık ılık esen rüzğarın, Pınarlarda şırıl şırıl akan suların, Bembeyaz karla kaplı dağların, Nerede o baharlar. Kınalı keklikleri kayadan kayaya konuşları, Kuzularına süt veren koyunları, Keçelerin içinde uyuyan çobanları, Nerede o baharlar. Köyümüze gelen leylekler, Çatılara yuva yaptığımız seleler, Misler gibi kokan sümbüller, Nerede o baharlar. Çiğdemle navruzun bittiği yamaçlar, Ters lalelerin boynunu büktüğü koyaklar, Sığırların yarıştığı ovalar, Nerede o baharlar. Mustafa özler o baharları, Görürmü geleçek ilk baharı, Kayıp olup giden yarınları, Nerede o baharlar.

Devamını Oku