Aylar oldu kavramadım elini
Koynumda tuttum saçının telini
Nazarımla duman ettim yolunu
Gayrı görüşmesek mi sevdiceğim?
Sanki kavuştuğumuz gün o gündü
Yalanın palavrasına mağlup oldum bak
Yine acımak diyorum, aldırmıyorlar
Bin bir dert ve aksilikle dara atıldım
Toz bulutu sardı beni acı doğurdum
Yine
Gül isterler can verir
Güzele mercan verir
Güne heyecan verir
Adam dediğin nedir
Kırk yıla kalmaz erir
Ne cesurdur yeni dünya
Arsızlık boyutunda
Krizin adı umut, ışığı tünelin ucunda
Ne gariptir ödemek
Günbegün artar içmediğin çorbanın pahası
Hiç görmedim masum yüzünde gerceğini
hissetmedim bana / uzak düşeceğini
yakın zamandaki / nazlılığın bundanmış
benim sağır sabrım / her an sana aldanmış
dünün en mutlusu / belki bendim sevgilim
Geoid başlı bir müdür
ve O'nun Dünyayı açıklama ihtimali
Düzenli anarşinin mimarları
Tükürük bezi dolu birkaç maaşlı maşa
Korkarım ki janti ölümüm
Takım elbiselilerin elinden olacak
Bağdaş kurup soğan yumruklamıyorum ya,
Soğanın nasıl yetiştiğini bilirim
Öyle göz alabildiğince toprağımız kalmadı,
Lakin toprakla bağım sağlamdır benim
Bir opera binası yoktur ama köyümüz medenidir.
Ahalisi az çok o yapılardan görmüş ve gün görmüştür.
Yüzüstü uzanıp eskimiş yolluklara
Mandallar ve misketlerle tekil oyunlar kurmuşum
Boğazıma saldırırken körüklü otobüslerin kurumları
Düştüm de dizim kanadı başım yarıldı diye ağlayamam
80'lerin siyasi cinayetlerini hatırlatırcasına
Beni bozkırın ortasında
Birkaç ayda dikilen yarı bitmiş siteler arasında
Yolsuz ve asfaltsız bıraktın
Oysa ben,
Aşkını ve ideolojisini
Ören yerlerindeki yaşlı taşlara yazmaktan aciz ben
Çok resim getirdiler
Böylesi hiç bulunmaz
Bir resimle girdiler
Gözlerimden silinmez
Tepelerde bulutlar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!