Az mı kan ağlattılar tarihe,
Diktalar kuruldu çapulcuyla…
Benzerler çekirge sürüsüne,
Rakip bulamazsın kıskançlığa…
Yatak,yorgan serdiler küvete,
Bir akşam vakti,
Hava alaca karanlık iken,
Üzerime geldi…
Kaynayan kazandan fırlamış,
Cesetler sanki…
Elinden kaçırmış,
Kanatlarımda,
Kurt yeleleri…
Bakışlarım,avcı kuşun gözleri…
Anıların peşinde uçan bir şahin’im…
Düşlerimin köşkünde Hezarfen Ahmet,
Lagari Hasan Çelebi…
Saldırdılar,çelikten balinalar,
Türk'ün şah damarı,mavi boğazdan...
Allah'a şu soruyu sormadılar,
Haram lokma geçer mi hiç boğazdan! ..
Onbaşı Seyit kundaklı bebeği,
Ninemin yazmasında şipşirin oyasın,
Âşıkların sazındaki bir âhenkli ses…
Çiftçimin tırpanı,balıkçımın ağısın,
Çobanımın kavalından çıkan nefes…
Dağlar arasında el değmemiş yaylasın,
Işıklara boğulu,
Bir bebek gibi doğdu kalbime,
Ülküm…
Tez uçup yetişi,
Yedi kurtlar,
Dağa kaldırmak için…
Çiçek çocuk dediler,
Barış,sevgi dediler,
Çiçekler kaktüs oldu,
Yoksul hakkı yediler…
Yeni dünya düzeni,
Ne diz çökerim,
Paranın önünde…
Ne de kanat çırparım düş dağının tepesinde…
Ne kraldan kralcıyım,
Ne de çöreklenirim,
Yok “Susruko” nun macerâları,
“Numi Tarem” in öğütleri…
Yok Kırım’daki Amazon mezarları,
Ural-Altay kozmolojisi…
Vazgeç bu sevdâlardan,
Bunlar karın doyurmaz…
Sıra,sıra dizili,
Okul çağında boyacılar…
Beslemeler,yanaşmalar…
Kutlu olsun…
Sabahları tiner koklayıp,
Sarhoş olan çırak…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!