Bilmem kaçıncı uykusuz gecenin sabahını bekliyorum
Gözlerime gurup çökmüş
Gönlüme keder
Sigaramın dumanı gibi bir şarkı tütüyor
Köşedeki hoparlörden
Anlatıyor imkansız bir aşkı
Kibrin dağlar gibi kendin noktasın
herşeyim dedikçe yok olmaktasın....
Bu bayram bizlere hüzün getirdi
Yüreklere yağdı yaşlar Reisim
Bağırlara düğüm geldi oturdu
Un oldu basılan taşlar Reisim
Akibet demişler sona, bilinmez.
Bir perde ardında saklıdır bekler.
Dikilmiş perdeye meraklı gözler,
Kim bilir ki yarın ne görecekler?
Yol alır dünyada ömür araban
Hain bir pusuda bir gece vakti,
Silahlar konuşur cinnet üstüne.
Ölümle kıyılır bir nikâh akdi,
Silahlar konuşur Cennet üstüne.
Bir cani ekşiya bomba savurur,
Kır eşşekten bozma şu dönme iti
Kurt gören gözlere ne dersin ağam?
Yıllarca yemişken olmadık haltı
Metheden sözlere ne dersin ağam?
Meydanda dolanır o kelli felli
Akibet demişler sona, bilinmez.
Bir perde ardında saklıdır bekler.
Dikilmiş perdeye meraklı gözler,
Kim bilir ki yarın ne görecekler?
Bekleyiş sonsuz bir ufuk misali,
Sanki yüce dağlar sırtıma bindi,
Altında kaldım da ezildim anne.
Gökyüzü karardı, şimşekler çaktı,
Bir köşeye sindim, büzüldüm anne.
Hayat suratıma vurdu tokadı,
Ne bilsin adem olan, nedir Âdem kıymeti
Başına yular geçse, onu madalyon sanır
Yitirmiş kör vicdanın ar, namus ve iffeti
Merde selam vermez de puştu gözünden tanır
Âlem Rabbini anar, sen kimi zikredersin?
Bir kapı açıldı gürültüyle
Sanki Sura üfürülmüş gibi
Bambaşka bir dünya çıktı önüme
Hayalperest kaplumbağa
Tavşanları geride bırakmış
Atlar insanları koşmuş arabaya
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!