Yok artık!
Bir yer varmış uzakta,
Orada insanlar karşılıksız severmiş,
Birinin bir derdi olduğunda herkes ona koşarmış,
Yardımlaşma en sık başvurulan yol, sevgi en geçer akçe imiş,
Bir de insanlar kendisi için ne istiyorsa başkası için de hep onu istermiş.
Eğer bir gün
Soğuk bir pazar sabahı
Kimseler yokken ortalıkta, henüz uyanmamışken
Otobüs durağında ve elleri cebinde
Titreyerek bekleyen birini görürsen
Bil ki o kişi benim!
Urfa’yı daha uzaklardan bile gördüğünde,
İçini aniden tarifsiz, garip bir heyecan sarar.
Dumanlı dağlar, senin etrafında döndüğünde,
Gözlerin yüreğinle beraber gökyüzüne bakar.
Sarı taştan yapılmış evler görürsün birer birer,
Yolcuyum, meçhule giden bir kara trende
Tren kararsız, ben ürkek; gidiyorum öylesine
Ya kaçıyorum anılarımdan isteyerek hem de
Ya yaklaşıyorum beni mutlu edecek güzelliklere
Yolcuyum, meçhule giden bir kara trende
Pişmanlıklarla dolu hayatım var benim,
Her ne yaşamışsam sonunda “keşke” demişim,
Bütün yollarımın çıkmaz olduğunu,
Yolun sonuna varınca fark etmişim…
Öp beni aşk,
Tükeniyor duygularım birer birer,
Hiçbir şeyin ne tadı kaldı ne tuzu.
Bir zamanlar yemyeşil olan gönül bahçem,
Şimdi ne kadar da soluk ne kadar da kuru…
Aşk olmayınca anlamı kalmıyor hayatın,
Yağmur her cama vurduğunda
Seni düşünürüm sevgilim
İrkilirim yağmur sesiyle, korkarım
Hatırlar mısın yağmur gibi vurmuştu aşkımız bir gece cama
Cam kırılmış, yere savrulmuştu
Senin sesinle çınlamıştı Karanfil Caddesi
Bir yalnızlıkla başlar her şey
Ana rahmine yalnız atılır insan
Dünyaya yalnız gelir
Bir başına yalnız büyür hep
Hayatı yaşamak için harcar
Yine yalnızım hem de yapayalnız
“Yalnızlık” sözcüğünü oluşturan kelimeler bile bir arada, bakın
Ben ise yapayalnızım
Kimsem yok, kimsesizim
Yalnızım, yalnızlıklar içinde değil, tek başına yalnızım…
O gül yüzün hep güleç, hep umut dolu,
Sensiz kalanın kırıktır kanadı ve kolu,
Rehber olmazsan insan, şaşırır sağı solu,
Yokluğun acı, varlığın baş tacıdır anne!
Evladının derdi, kederi senin derdindir,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!