Bir gün aniden sevgiliden bir davet haberi alırsan eğer,
O gün sanki yeniden doğarsın, için içine sığmaz olur!
Bir gün başardığını duyarsan merakla beklediğin sınavı,
Çalışmanın sonucunu almışsındır, her şey yolunda olur!
Konuşsam yer yerinden oynar,
Konuşmasam yüreğim kaynar,
Yok ki şu âlemde düzen, ayar!
Lafı söyleyen hiç samimi değil,
Dinleyen, aslında anlayan değil,
saat ölümü beş geçe
duyulur bir kabrin zifiri sesi
fısıltılar avluyu sarar: iyi biliriz
musalla taşının soğuk bakışları
ve tabutta biriken gözyaşları
İsterim elbette bir sevgilim olsun,
Günün her saatinde benimle olsun,
Gözleri badem, kaşları keman olsun,
Hazır olmuşken bir de esmer olsun.
Gönül dünyasını ardına kadar açsın,
Yakamı bırakmayan duyguların gösterdiği adressin,
Bitmeyen özlemlerin varabileceği son noktasın sen.
Tüm nefesler kesilsin, senin duyulunca narin sesin,
Hesapları altüst eden bir aşkın kahramanısın sen!
Bir bakışın değer, diğer bakışları yürekten silmeye,
Bitmez sanılan şu hayatın son durağıdır mezarlık,
Her gün önünden geçer de anlamaz bunu insanlık.
Hesabın yüze çarpıldığı, soruların cevap aradığı yer,
İnsan işte o an, ölüm meğer gerçekten varmış, der.
bir yangın çıkar suyun içinden
alevler sarar yürek dünyasını
söndürmek zor, yangın suda
gel ve sil artık yalnızlığın pasını
bir çıkmaz sokağın kimsesizliği
Kışı severim ben
Evet, baharı değil kışı severim
Lapa lapa yağan kar’ı, gökten boşalan yağmuru
Hatta arabaların biriktirdiği çamuru
Telaşı, koşturmayı severim
Elleri cebinde, soğuğu hisseden insan isterim
Kimse kızmasın ama
İnsanlar kirletti aşkı, başkaları değil
Denizi, çevreyi kirlettiği gibi
İnsanlar kirletti aşkı
Aşk, çıkar kaldırmaz; karşılıklı yürümez aşk
Dalgalar vururken kayalıklara usulca,
Başımı eğerim önüme ben utancımdan.
Martılar süzülüp giderken umarsızca,
Dişlerimi, avuçlarımı sıkarım hıncımdan.
Ahşap konak şahit, pişmanlık dolu bakışa,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!