Ben türküyüm
Hazinli öykülerin hıçkırığı
Zakkumlardan süzülen
Soylu, içli yüreklerin ürünü
Keremin çözüldükçe düğmelenen
İliksiz, yakasız gömleği
Yüreğin cağıl cağıl Asi
Dicle, Sakarya ve Seyhan
Tüm sessizliğinle
Bağırırsın onulmaz sevdanı
Kör kuyular işitmez
Sağır kuyular görmez seni
Beni sana bağlayan
Bir şey var bilmediğim
Zifti siyah saçların
Kıskandığı resimsi yüzün
Umut yüklü
Şiir gibi gülüşün
Bir yazgıdır
Hem yetim
Hem öksüz kalmak
Ölüme çember çevirmek
Misket oynamak
Zor sanat
Kartallar kadar mağrur
Kadife gibi yumuşaktı yüreklerimiz
Bir lokma ekmek
Bir yudum şarap içindi çektiklerimiz
Koklamaktı bir gülü hasretimiz
Gün oldu kendimizden geçtik
Beklenmezliğin boşluğunda
Vahşi, cehennemi bir gecede
Kutsal bir ışık gibi
Düştün düşlerime
Kristal sürahilerden
Yüreğimin billur kadehlerine akan
Acımasız, yaman
Hovarda kör bir cellattır zaman
Yıldızlar yağar
Sular, şehirler, ovalar yanar
Işık seline batar
Zengindir uhrevi şafaklar
Mevsimler, resimler ve çiçekler gibi
Ölümün de renkleri varmış
Acıymış, ağıtmış, ayrılıkmış ölümün renkleri
Yokluğunda düşlerimi hüzünlerinle yıkadım
Sargın duygularımın aktığı al kızıl şafağım benim
Sar beni, sarıl bana,
Bir cennet kurmuştum
Bostan dolabı düşlerimle
Kahramanları hayel mahsulü
Dağları delen
Suyu getiren Ferhat ben
İki göz
Sen içimde alev alev yanan
Bir od kadar sıcaksIN
Ben senin içinde
Yağan bir kar tanesi kadar soğuk
Ve çözülmeye yüz tutmuş
Bir buz parcası gibi donuk
merhba.
hocam Atatürk Lisesınden eski hemde çok eski bir öğrenciniz....ilk mezunlarından lisenin.sizlere ulaşamıyoruz yardımcı olabilrsenız....