Üşüyorum
Ki gittin
Dalgalar başına bir liman ki demirli
Ki dalga rüyadan kalkanların
Yüzünü kemirdi
Ağaçtan düşmeyi deniyorum
Ecel teriyiz;
Karanlıkta lambası aydınlanan,
Uzayıp gitmiyoruz bir yere ,bir yer işte
Gebe kalmamışız bundan...
Bakışları kırışık yaşlıyım
Sakal ,göz yummaktır bizde!
Bazen şımarıklaşır dişler, tam sakızı ezmez
Güldüm yok yere, bir parça surat için, bir parça
Halim elimden düşerse, tek tek düşmez.
Bedeni bırakıp da terklerden, tükürüp suratına
Vicdan saçabilir mi diye körük vurup yüreğine
Sevgi tanımladı, kara kara bulutlarla aslını sevmez.
Uyudun mu?
Söyledim bunu,
İçimdeki nefretten değil!
Özlemişim seni...
Gelmiyor sanırım sesim,
Belkide ses geçirmiyor duvar;
Gidip de dönmemek bazen güzeldir
Solar gitmeden bir anı,
Solarak son nefesini verir.
Kirlenmiş resimlerine tövbe eder, ressam
Başını çevirir.
Mutsuz oldukça
İşgal başlar tatminsizlikten
Harcarsın insanlığından
Vedasız çıkar bu yerden
Prosedürü bu mudur
Bu mu usulü
Yalnızlık akşam sesleriyle dudaktan
Sessizlik koparılmasa her akşam büyür
Tut ki bir sancının güneş görmeyen tarafındasın
Yıldızlara anlatamazsın gökyüzünü
Körlere şafağı
Rüzgarında saç görülür
Çuvalını alır beline hamal,
Bu gece inşaat için taşınırlar.
Okula girdiğinde kalemi kırılır öğretmenin
Yazıp, çizip, sevmenin anlamını anlatamaz oldular.
Hindistanda en uç köyde
Bir fakire yetişemiyorum
O kadar uzun elim yoktur
Benim gibi pişsinler
İstiyorum ki okusunlar
Biliyorum ki ocağımda sadece
Vur davulcu koptu başım
Bugün yine kesik başım
Anlat inerek kalpten
Yürüyerek, geçerek
Hasret şimşeği, özlem seline koşar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!