Dul bir kadındı adı Funda
otuz, otuz beş yaşlarında
adresi Çınarlı Mah. Zafer Sok. Ankara
bizim fakirhanenin sağ çaprazdan karşısı
Özlem Apt. 4.kat / 43 numara
bu nasıl bir aşk ki
durağan bir zamana yayılıyor
hüznüme düşen şeytanın hain dürtüsü
bu nasıl bir aşk ki
kısır bir fısıltının ucunda
vişne çürüğü akşamlarda
dondurma rengine ihanet
beyaz bulutları yalıyorum
kime sorsam
sahtekarsın diyor
Halbuki kadim bir şehirsin sen
böğründe düşsel tarih öyküleri
ve hala büyüyor fasılasız
annannemin vitayağı kutulu
pembe fesleğenleri..
Belki
uçürüm dudaklarındı
düşmekten korkuyorum
Belki ağır abi hüzünlerimin kaygısını
sende yaşıyorum
Men seni özümden çoktur sevirem
çağırsan gapına gulun gelirem
o közel çehrene gaşın çatanda
üreğimin narına yanabilirem
Çapah közüm açmadan
Perçin vurulmaz aşka hak değildir kayırmam
Hicran dolsa sineme dili sözle doyurmam
Suya yazılan günce bir ağustos depremi
Bir hain gölge olup seni benden ayırmam
Kalbimde kopan boran bir sevdadır sanırım
Kralın gölgesi de bir kirdi
Sokrat'ın güneşi için..
Özdemir Asaf'da biliyordu
yarışta beyazın kaybedeceğini..
Kış erken düşer bizim memleketimize
Gıjgıj'ın tepesine biner bir sis bulutu
dodalikler titrer elektrik tellerinde
Tokat Kalesi'ni silik bir güneş yalar
kayalar sızlanır üşürmüşçesine
Dün
az gelişmiş ülkelerin konağı
-hey hancı hesap
der gibi bürokrasi
Bugün
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!