Dünya döner başa döner
İşret kanda boşa döner
Karşılıksız seven gönül
Dağda öten kuşa döner
Ömür bücür kibrit çöpü
Gördüm ki şiir yazıyorsun, narin ruhlu Elifim
hani bir zamanlar beyaz kardan adamlar yapmıştın yüreğinde
sonra lapa lapa kar yağan bir kış gecesi gördüm seni
üşüdüm, üşüdüm gözlerinde
ve “ uçarı aşklarının belasını ” bende yaşadım
o öpülesi, pamuk gibi, nasırı şiirden çizgili ellerinde.
Seninle
gri hüzünlü bulutları seyrederken
ya dünya akvaryum
ya ben balığım
(ikiside aynı kapıya çıkar ama neyse)
Çok mu zor
Kan güllerinin titreyişine ağıt yakmak
Ve közleri alevsiz sonbahar yangınlarına
Tutup bir kucak dolusu odun atmak
El yordamsız dokunuşlarda kanasın bırak
Kadınlar daha çok
düşmanı değilim asla
çoğalsın diktatoryası
ay tutulmasında
üç beş mum daha dikersin
sorun değil
Bu dünya hain dünya ey gönül doğru yürü
dağda çakal geziyor şehri kuşattı sürü
saltanat-ı demokrat desinlere yaşayıp
zilleti onur etme eları, düşmankörü
Bebek idin dün gibi çiğ süt emdin anandan
Han duvarların harap bir hayal üzerine
kızıl bir akşam iner bedbaht güzelliğine
sevdalara yorulur asırlık bakışların
şilte makber yatağın çekilirsin köşene
Zamanla yarışmak mı beyhude gani dostum
Ben senin uzaklarındayım
dizimin dibine oturmuş bahar
oysa bir leylak kokusu ki -sorma
mevsimin en mayını kadar.
Eylüle ben bulaşmadım
Hasta düştüm soran olmaz
dile derman ilaç almaz
yatak yorgan yerde kalmaz
kimse bilmez aşk yarası
Azda olsam uzda olsam
Ve demek uyku saatlerini saymıyorsun zamandan
halbuki bu dakikalar sıradan bir ağaç bayramı değil
kurtuluşunun bin dokuz yüzlü bilmem kaçıncı tarihi
ya da Demirel'in kırk yıllık (bitmek bilmeyen) temel atma merasimi
Ne bando ne mızıka ne geleneksel halkoyunları
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!