Geleceği düşünerek
Koruyalım ormanları
Hayat için onlar gerek
Koruyalım ormanları.
Meşe tohumu ekelim
Geniş tut ufkunu sen
Bilmem gün ne getirir
“Yarın bana ne” dersen
Bu günü dün bitirir.
Yüzyıl öteyi düşün
İnan çözemedim seni
Burhan mısın, buhran mısın?
Düşünceye saldın beni
Burhan mısın, buhran mısın?
Asya’dan gelir ırkımız
Donatalım takları
23 Nisan bugün
Asalım bayrakları
23 Nisan bugün.
Haydi gür çıksın sesin
AKSAM BİR TÜRLÜ AKMASAM BİR TÜRLÜ
Damla damla dolup taştı dertlerim
Aksam bir türlü akmasam bir türlü
Olur olmaz şeyler gördü gözlerim
Baksam bir türlü bakmasam bir türlü
'Karamanoğlu Mehmet Beyi arıyorum.
Göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı?
Bir ferman yayımlamıştı;
Bu günden sonra divanda, dergâhta, bargâhta, mecliste, meydanda
Türkçeden başka dil konuşulmaya diye,
SEVGİ, HOŞGÖRÜ...
Hiç eksik olmamalı hayatında
Sevgi, hoşgörü, özveri, paylaşım
Hep kılavuz olmalı yaşantında
Sevgi, hoşgörü, özveri, paylaşım
HABERİN OLSUN
“Gelen gideni aratır” demiş atalarımız. Bu cümleden olmak üzere ya gelecek kişilerin gidenleri aratacağı korkusu ile hali hazır durumumuza razı olup sesimizi çıkartmayacağız, ya da şu anki durum üzerine kafa yorup doğru bildiklerimizi hiç evirip çevirmeden açık seçik söyleyeceğiz. Belki o zaman gelecek olanlar, gelmeden önce geldikleri yerde başlarına neler gelebileceğini düşünmek durumunda kalacaklardır.
İslam tarihinden bir sayfa:
“Hz. Ali'nin halifeliği sırasında, Hz. Osman'ın şehit edilmesiyle sonuçlanan fitne, fesat daha da artmıştı. Bu durumdan üzülen, şikâyetçi olan bir mümin Hz. Ali'ye gelip sordu:
- Ya Ali neden Hz. Ebû Bekir ve Ömer zamanında meydana gelmeyen bu olaylar senin zamanında meydana geliyor, müminler birbirine düşüyor?
Hz. Ali cevap verdi:
Dert nedir, dertli kim?
Bulun canlar bulun
Meseleye hâkim
Olun canlar olun.
Yıllarca söyledik
ADEM’DEN GELMEDİK Mİ?
Anlaşılması kolay bir o kadarda kabulünde zorlanılan İlahi emir:
-'Mü'minler ancak kardeştirler.' 1
Biz biliyoruz ki kardeş; bir anne ve bir babadan olma evlatlara denir. Doğrudur, zaten bizleri yaratan yüce Allah(c.c) : -“Ey insanlar! Sizi bir erkekle bir dişiden yarattık.”2 demektedir. Peygamber Efendimiz(s.a.v) ise şöyle bildirir:'İnsanlar Âdem'in çocuklarıdır ve Allah Âdem'i topraktan yaratmıştır.'3
O zaman insanlık âlemini kökü bir erkek ve bir dişi olan ulu bir ağaca benzetebiliriz ki; dalları, kolları, yaprakları, çiçek ve meyveleri aynı kökten gelmelerine rağmen farklı farklıdır.
Peki; aynı anne ve aynı babadan gelmemize rağmen neden farklıyız? Bu sorunun cevabını yukarıdaki ayetin devamında yüce Allah; -“ Birbirinizi tanımanız için, sizi milletlere, kabilelere böldük” demektedir. Ayette farklı milletlere ayrılmanın hikmeti, insanların birbirlerini tanımaları olarak gösteriliyor. Gerçekten de her milletin kendine has bazı özellikleri vardır. Bu özelliklerden hareketle bir insanın hangi millete mensup olduğunu belirlemek çok kolaydır.
Merhaba Halil bey. Ben azeriyim, sizin siirlerinizi cok begeniyorum. Bazi siirlerinize sarki besteledim. Eger izniniz olursa bakudeki bayanlardan olusan islami qrupa vermek isterdim. Ben profosyonel calismiyorum, insAllah bu benim ilk isim olacak, eger siz de razi olarsaniz tabii. Siirleriniz sarkiy ...