Ben de herkes gibi toprak, su ve bir de ruhtan oluşan insanım. Herkes gibi doğdum, yaşıyorum ve son durağa, yani geldiğim kara toprağa doğru inişli çıkışlı yolculuğumu gerçekleştiriyorum. Başkaca anlatacak şeyler elbette var ama bu da diğer insanların anlattığının bir tekrarı gibi olacaktır.
Aşkınla çöllere düşmem mi gerek
Nasıl anlatayım sana meleğim
Sınavda sıratı geçmem mi gerek
Göz yaşım karıştı kana meleğim
Seven neler yapmaz aşk belasına
Sen haber gönderdin ya
Akşam gelirim diye
Umudum çıktı aya
Belki seversin diye
Geçmez oldu telaşım
Kendi ülken, kendi halkın, zulmün yoktu gereği
Emrinle yıkılmıştır evlerinin direği
Bu güne kadar yandı, kaç annenin yüreği
Seni o gözü yaşlı, anneye vermek gerek
Alnından kör kurşunla, yerlere sermek gerek
Sen istedin gülüm, bu ayrılığı
Günahı, vebali bana yükleme
Bırak dost kalmayı, sevgililiği
Artık benden selam bile bekleme
Bir daha arama düşsem de derde
Sözlerinin yoktur hayrı
Yok sanırdım ayrı-gayrı
Geç diyorsan benden gayrı
Ben geçerim candan gayrı
Bakışların hayat suyum
Bir ömür yaşarım bu heyecanı
Toprağa yağacak bulutmuş gibi
Gel sen de bitirme bu güzel anı
Elini elimde unutmuş gibi
Her an gözlerimde gözlerin olsun
Hep ben sana gelmek istedim,
Sen se hep uzaklaştın,
Ne vardı her seferde, hevesimi kıracak?
Ne vardı her seferde, bir bahane bulacak?
Artık bu ruhsuz şehri, bu sevdalı terkeder,
Artık pes etmiş aşkım, buradan çeker gider...
İlk gördüğüm andan beri seviyorum seni
Biliyorum ki; öldüğüm güne kadar da seveceğim
Ama sen bunu hiç bir zaman bilmeyeceksin
Bana dostum dedin, gözünde hep dost kalacağım
Bana arkadaşım dedin, her ihtiyacın olduğunda yanında olacağım
Sen yer yüzündeki bir gül goncası,
Hayat kısa gülüm hey
Nefes nefes geçiyor
Mutluluk dediğin şey
Beni hep es geçiyor
Ok ayrılmış ikiye
Ah kınalı kuzum nazlı ceylanım
Şu gülen bahtımı terse çevirdin
Bir çekiç misali vurdunda vurdun
Zavallı kalbimi örse çevirdin
Bir gribim vardı, biraz öksürük
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!